Yusuf Güney: "Hayatımda hiç kitap okumadım!"
Ünlü şarkıcı Yusuf Güney'i bu hafta Ferit Ömeroğlu'nun sunduğu Gençlik Odası TV'de ağırladık ve çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
"Babamı en son 6-7 yaşlardayken gördüm"
Çok küçük yaşta babasız olarak büyüyen Yusuf Güney çocukluk dönemleriyle ilgili, "Babamı en son 6-7 yaşlarındayken görmüştüm. Bir kere insanın karakterinin güçlü olması, stabil olması, temellerinin sağlam olması çocuk yaştan kaynaklı bir şey. Çocuk yaşta babasız büyüdüm. Babam hep yurtdışındaydı, çalıştı. Annemiz baktı bize. Biraz hırçın büyüdüm çocukken. Çocuk yaşta hırçın büyüdüğün zaman sokağı öğreniyorsunuz, sokağı öğrendikten sonra zaten karakterinde bir güçlenme oluyor ve ileriye dönük yaşıyorsunuz. Ben 13 yaşında çalışmaya başladım.
İngiltere'de ailemden uzak yaşıyordum. Bir iş bulmuştum, bir kebapçıda günde 16 saat çalışıyordum. Dükkanın üstünde yatıyordum, altta çalışıyordum. Haftanın 6 günü. Bir pazarım vardı ve pazar günleri de genelde geç kalkardım, haftanın yorgunluğunu atardım belki bir çarşıya inerdim. Gün biterdi ve tekrar işe başlardım. Sosyal hayatım pek yoktu orada.
"Okula gitmeyi sevmezdim"
Okula gitmeyi sevmezdim, hayatı çalışarak öğrenmek istemiştim. Ve bunu da eğer yapacaksan, işin yolu yordamı budur. Küçük yaşta çalışmaya başlayacaksın ve yavaş yavaş ilerleyeceksin. Zorluklar yaşayacaksın. Ben 20 yaşında iş kuracak imkana sahip olmuştum. Bir şeyleri başarmanın bu yoldan geçtiğine inanıyorum. Bana başarıyı bu getirdi." dedi.
Yusuf Güney'e başarı kriterinin ne olduğunu sorduk ve Güney, "Başarı doğru yerde doğru zamanda olmak ve doğru kişileri tanımaktır. Hayatta her zaman kendi kendinizin patronusunuz. Birilerine muhtaç olan insanlar ölene kadar birilerine muhtaç kalacaktır. Başaramazlar. Başaracağı şeyler ufak olur. Ama tek başına olabilen, bazı şeyleri kendi yapabilen ve yine bazı şeyleri kendi yöntemlerinle çözebilirsen o zaman başarı büyük olur.
Hayatta ne yapacağımızı seçmek, bilmek lazım. Bir şeyleri araştırmak lazım. Yürüyeceğin yolun açılımını bilmek lazım. Birilerinin destek çıkacağına güvenmeden tek başına yürümek gerekir. İnsan seçeceksiniz bence. İnsan karşısındaki seçmeli. Hayatınızda sizi vezir de edecek rezil de edecek kişi arkadaştır. Arkadaşın senin hayattaki ekibindir." diyerek açıkladı.
"Hayatımda hiç kitap okumadım"
Çok gezenin daha çok bildiğini düşünen Yusuf Güney, "Ben hayatımda hiç kitap okumadım. Bir sürü kitabım vardı ama bir tanesini açıp bakmadım. Benim felsefem bir şeyi yaşayarak öğrenmek. Somon'un nasıl tutulduğunu öğrenmek için Norveç'te denize açıldım. Denizcilik de var bende, kaptanımdır. Yıllardır da denizde yaşıyorum. Sırf bunu merak ettiğim için Norveç'te balıkçılarla balığa çıktım. Şunu anlatmaya çalışıyorum. Bir şeyi bilmek istiyorsan bunu kitaptan da öğrenebilirsin ama bir şeyi gerçekten öğrenmek istiyorsanız bunu yaşamalısınız.
Ben ortaokul terkim. Sonra İngiltere'ye gittik. Ortaokulda derslerim benim çok iyiydi mesela. Hiç ders yapmazdım ama iyiydi. Niye? Oturur dinlerdim hocayı. Dersteyken dinlerdim. Her şeye muhalefet olurdum okulda, çok kızarlardı bana. " dedi.
Rafet El Romanla nasıl tanıştı?
Rafet El Roman'la nasıl tanıştığını anlatan Güney, "Hayatta her şeyin matematiği var. Hayatta rastgele diye bir şey yok. Her şey bir sistem üzerine kurulu. Bizde o sistemin içerisinde oyuncuyuz. Bir insandaki başarı da başarısızlık da zaten içimizde. Bunu kazanıp kazanmamak bizim elimizde. Kader. Bir tane kaderimiz yoktur. Seçimler insanı etkiliyor. Benim mesela müziğe girişim Rafet El Roman'la tanışmamla oldu. Kulise alınmıyordum ve kafaya koydum gireceğim kulise diye. Bir şeyi istedikten sonra oluyor. Birinci kapıdan giremezsiniz belki şans eseri hiç olmayacak bir kuliste ikinci bir kapı olur. Ben o ikinci kapıdan girdim.
Yerel basından bir arkadaşım vardı. Onu orda gördüm tesadüfen. Basın kartını ve kamerasını rica ettim. Basın diyerek içeri girdim. O gün hayatımın dönüm noktası oldu verdiğim kararla. Şu an benim burada olup sizinle röportaj vermemin yegane sebebi benim orada verdiğim karardır. Hayatımda verdiğim en güzel kararlardan biriydi o kulise girmek. " dedi.
"Ağzı olan şarkı söylüyor"
Yeni projelerinin haberini veren Yusuf Güney bu konuyla ilgili de "Bu sene yapım işlerine girmeye karar verdim. Maddi olarak bakmayacağım bu işe, eğitici ve öğretici olmaya çalışacağım her zaman. Çok şükür böyle bir imkanım var şu an. Ama şu anda Türkiye'de bakıldığı zaman, bir televizyon kanalını açtığınız zaman ne yazık ki -ben üzülerek söylüyorum bir tane eğitici, öğretici program bulmak çok zor. Buluyorsunuz ama çok nadir. Artık sektör tamamen reyting, tamamen insanların zihnini yıkamaktan, meşgul etmekten ibaret. Gençlerimizi mahvettiler diyebilirim. Bu işler bu kadar basit olmamalı. Ben buraya kadar gelmişim hala tam bir şekilde oldum diyemiyorum. Yapmam gereken, başarmam gereken çok şeyler var. Kendimdeki eksiklikler çok fazla. Ben kendimi ünlü olarak görmezken insanlar saçma sapan videolar çekip bunları yayınlayarak milyonlarca takipçiye ulaşıyorlar. Bu arkadaşlar sinir bozucular. Kendilerini artık bitirmek gerekiyor. Bunlar da sosyal medya yüzünden oluyor. Ne ses var, ne tip var, ne yetenek var ama tanınıyorlar. Onlara değil onları takip eden arkadaşlarımıza kızıyorum. Jenerasyon gerçekten çok kötü yerlere gidiyor. O insanlardan öğrenebileceğiniz hiçbir şey yok. Ağzı olan şarkı söylüyor. Türk halkı bu değil, bu olmamalı. Ben insanların beyinlerini eğitici şekilde meşgul edecek projeler düşünüyorum. " açıklamalarında bulundu.
Haber: Buse Yılmaz