Rüzgar Erkoçlar kadar 'güzel' değiliz
Rüzgar Erkoçlar'ın üzerine zamanında fazlasıyla gidildiği için hiç pişmanlık duymuyor musunuz gerçekten? Siz gitmeseniz bile sonuçta değişen bir şey yok, üzerine gereksizce gidildi. Ve herkes suçlu. "Ya inanamıyorum, nasıl olur?"larla onun özel hayatına burnumuzu soktuk. Hepimiz yaptık bunu.
Artık onu daha az üzüyoruz
Ünlü bir dizi oyuncusunun cinsiyet değiştirmesi fikrine ne kadar da kapalı olduğumuzu, söz konusu özel hayat olduğunda ne kadar da gereksiz yere ahkam kestiğimizi fark ettik. Aradan geçen zaman bize ne öğretti peki? Rüzgar Erkoçlar evlendi, yoluna ve projelerine devam ediyor. Artık eskisi kadar üzerine gitmiyoruz. Gereksiz yere canını sıkmıyoruz. Artık onu daha az üzüyoruz. Gereksiz yere Rüzgar Erkoçlar'ın canını sosyal medyada sıkmaya çalışanlara "Sana ne be" diyebiliyoruz. Bunlar hep pozitif gelişmeler.
İlla böyle bir süreci yaşamalı mıydı?
Peki bu sürece gelinmesi için illa Rüzgar Erkoçlar'ın bu zorlu mücadeleden geçmesi gerekiyor muydu? Rüzgar'ın tek suçu dizi oyuncusu olmak mıydı? Kim özel hayatının deşifre edilmesini ister ki zaten? Evet, oldukça çetrefilli bir konu. O yüzden sakince düşünmek gerekiyor. Tüm bu zorlu mücadelelerin sonucunda Rüzgar'ı bir zümreye dahil etmek isteyenler de çıktı. Ama o karşı çıktı, kabul etmedi.
Aynı kapıya çıkıyor
Onu bir mücadelenin temsilcisi, sembolü, idolü haline dönüştürmek istemek ile onu -ortada bir suç varmış gibi- bir şeylerin suçlusu ilan etmek arasında çok da büyük fark yok. Rüzgar'ın özel hayatı birçoklarından daha radikal bir özel hayat olabilir. Bu ne onu ayrıcalıklı kılar ne de anormal. Ötekileştirmenin pozitifi de negatifi de aynı kapıya çıkıyor.
İnsan olmak ya da olamamak
Biz kimiz? Kadınız. Ya da erkeğiz. Ya da transız; trans kadınız, trans erkeğiz. Her şeyden önce insanız. "İnsan olun biraz" uyarılarındaki gibi 'insan' olmak gerekiyor. Karşımızdakilerin cinsel hayatı, özel hayatı, sosyal hayatı bizi alakadar etmemeli. Herkes kendi yoluna bakmalı. Rüzgar Erkoçlar'ı bir yerlere çekmek yerine, onun sosyal medya hesabından hayatına bakın mesela.
En büyük sınavı o verdi
Mutlu. Ve lütfen kimsenin nazarı da değmesin mutluluğuna. İstediği vücutta, istediği aşkta, istediği hayatta Rüzgar. Ve tekrar etmemiz gerekiyor, Rüzgar mutlu. Saklamıyor, saklanmıyor. O da çok şey öğrendi. En büyük sınavı o verdi. Ve en güzeli de eleştirilebilir laflarına rağmen insanlar onu anlayabildi, o insanları anlayabildi.
Her haliyle 'güzel'
Konuya hala şekilci bakanlar elbette olacak. Dünya 'görsel'lik üzerine dönüyor çünkü. İlla şekilci düşünenler varsa, onların düşünce sistemiyle de cümleler kuralım o zaman: Hangimiz onun kadar çekici bir kadınız görsel açıdan? Hangimiz onun kadar seksi bir erkeğiz görsel açıdan? Hangimiz onun kadar ciddi sınavlardan geçtik? İstediği kadar eleştirilebilir cümeleler kursun, istediği kadar tepki toplasın. Rüzgar'ın her hali, her pozu, her duruşu, her bakışı güzel.
Pozitif ön yargı
Peki Rüzgar niye güzel bir insan? Fiziksel açıdan bakalım, kadınken de erkekken de güzel o. Ama bu güzelliklerden daha da önemi olan, onun her şeye rağmen dimdik, güçlü, verdiği zorlu mücadeleler sonrasında musmutlu bir şekilde hayatına devam etmesi. Onun asıl güzelliği psikolojik olarak güçlü olması. Bunları diyebilmek için ille de onu tanımak gerekmiyor. Önyargı illa negatif mi olacak? İşte size pozitif ön yargı...
twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
can.sisman@milliyet.com.tr
