Mehmet Ali Erbil iyi ki 'Mehmet Ali Bey' anısını bizlerle paylaştı
Uzun zamandır hastanede tedavi gören Mehmet Ali Erbil, yavaş yavaş zor günleri geride bırakıyor. Aylar sonra röportaj veren Erbil'in söylediği bir lafa Molatik olmamak elde değil...
Aylar sonra ilk kez konuştu
Banyoda düşüp hastaneye kaldırılan, dört ay boyunca uyutulan Mehmet Ali Erbil, yüreğimizi ağzımıza getirmişti. Otomatik olarak Kenan Işık'ın yaşadıklarını hatırlamış ve "Yine mi?" tepkisi vermiştik. Kızı Yasmin Erbil, aile olarak yaşadıklarını dönem dönem bizlerle paylaşsa da olan biteni elbette birinci ağızdan, yani Mehmet Ali Erbil'den duymak istemiştik. Sonunda beklediğimiz şey gerçekleşti. Erbil'in sağlık durumu iyiye gidiyor. Öyle ki, aylar sonra ilk röportajını verdi bile.
"Türk filmi gibiydi"
Erbil, kendine geldiği o ilk anı şöyle anlatmış: "Dört ay sonunda uyandığımda kendimi Türk filminin içinde gibi hissettim. Hiçbir yerimi oynatamıyordum. Bir kelimeyi 15 dakikada söylüyordum." Mehmet Ali Erbil gibi enerjik ve 'çocuksu' bir adamın kıpırdayamamasıyla ne kadar empati kurmaya çalışırsak çalışalım başarılı olamayız. Başına gelen talihsiz olayla barışmış, kabullenmiş. Ve 'uyanış' anını bizlerle -iyi ki- paylaşmış.
"Bana 'Mehmet Ali Bey' diye bağırıyordu"
Uyanış anını şöyle anlatmış Erbil: "Bana hep izleyicilerim 'Mehmet Ali Bey' diye bağırıyordu ya programlarda, işte o ses kurtardı hayatımı. Doktor da başımda 'Mehmet Ali Bey, Mehmet Ali Bey, sakın ha kapatma gözlerini' diye bağırıyordu. 'Mehmet Ali Bey' diye bağıran o ses beni hayata döndürdü..." Ne kadar güzel bir detay, değil mi? Doktor, tabii ki Erbil'e "Mehmet Ali Bey" diyecek. Ama işte o, sihirli bir laf. Tüm Türkiye'nin bildiği, güldüğü bir laf.
Geçmiş aslında bizi geleceğe taşıyor
Düşünsenize Erbil'in durumunu. Gözünü açıp açmama arasında. Ve doktor kendisine o lafı söylüyor. Mehmet Ali Erbil, yıllardır o lafa aşina. Gözünü kapatacağı varsa bile kapatamaz. Hayata, sevdiklerine, bizlere bağlanmasını hızlandıran, sihirli bir laf. Erbil gibi 'zıpır' bir enerji küpü de ancak o lafla hayata bağlanabilirdi zaten. Erbil'in bizlerle paylaştığı bu detay, bir insanın ömrünün her saniyesindeki 'bütünlüğü' hatırlattı bana. Her şey iyi ki kümülatif ilerliyor. Hani bazen hafızamızı boşaltmak istiyoruz ya. Hayır. İyi ki iyi ya da kötü hiçbir şeyi unutmuyoruz. İyisiyle, kötüsüyle geçmiş, aslında belki de bizi geleceğe taşıyor. Mehmet Ali Erbil'e, bu şahane detayı bizlerle paylaştığı için teşekkür borçluyuz...