Selin Ciğerci: '12 bin takipçili fake hesabım var'
Sosyal medya fenomeni olarak tanıdığımız Selin Ciğerci, Pembenar editörü Eda Özdemir'in sunduğu 'Eda İle Ne Konuştuk?' programında keyifli bir sohbete imza attı. Aşk hayatından babasıyla ilişkisine samimi itiraflarda bulunan Ciğerci, "4 tane fake hesabım var. Bir tanesinin 12 bin takipçisi var" dedi...
Selin Ciğerci deyince aklınıza ne geliyor? O sosyal medya fenomeninden çok daha fazlası. Bir iş kadını, güzel, aşık bir eş ve iyi bir evlat. Sosyal medyadan tanıdığımız kadarıyla eğlenceli tavırlarının arkasındaki gerçek Selin'i göremediğimizi düşünüyorum. Selin ile tanışana kadar onun bu kadar tatlı, mütevazı ve yardımsever olacağını düşünmemiştim.
Evet, o hepimizin sevdiği 'Selin'di ama acaba rol mü yapıyordu? Birçok şey yaşayıp hayatının kontrolünü eline alıp bu kadar başarılı ve mutlu olması mümkün müydü? Bir de cidden cildi yakından da güzel miydi?
"Ailem ve kocam bana yeter!"
Selin, gerçek hayatta gerçekten 'bebek' gibi biri. Burada hem cildinden hem karakterinden bahsediyorum. Oldukça nazik ve kibar. Olduğu gibi. Sahip oldukları ile övünmeyip çabalarının karşılığı olan başarısıyla övünen bir kadın.
Babasından hâlâ akıl ve para aldığını söylüyor. Babası onun için bir idol. 5 senelik araya rağmen, aralarına hiçbir şey girmemiş; daha fazla sevgi ve hayranlık dışında. Selin, zor gününde kimsenin yanında olmadığını söylüyor. Her şeyi kendi başarmış yani. 3-5 tane arkadaşının dışında da kimseyle görüşmüyormuş. Çünkü kalabalığın problem yarattığını düşünüyor.
"Eşim Gökhan'ın en sevmediğim huyu..."
Gökhan Çıra ise onun gerçekten hayat arkadaşı. Hem aşk hem de iş ortağı. Birbirlerinin zor günlerinde yanında olmuşlar, tüm zorluklara beraber göğüs germişler. Bir de birbirlerini gerçekten çok seviyorlar! (Mesajlarını okudum!) Gökhan'ın tek bir sevmediği huyu varmış... Fazla jelibon yemesi!
"Cevap: Ebru Gündeş!"
Selin'in bütün sorulara cevabı neredeyse: Ebru Gündeş! Selin, Ebru Gündeş'e desteğini ve sevgisini "Benim en sevdiğim sanatçı o" diyerek gösteriyor.
Neden başarısını kutlamıyoruz?
Çoğu popüler isim gibi Selin'in hayatı tamamen Instagram'dan ibaret değil, öncelikle bunu söylemek istiyorum. Daha önce de bahsettiğim gibi onu çok seven bir ailesi, eşi ve arkadaşları var. Ancak bunların yanı sıra, gerçekten çok çalışan bir iş kadını. Kendi kurduğu markası için, yabancı dili olmamasına rağmen, dünyanın en iyi yerinde ne var gitmiş, bulmuş. Her şeyin en güzelini markasına katmak istemiş. Üstelik her ürününün de arkasında.
Hedefleri arasında devamlı büyümek var bir kere. Konuşurken sürekli yeni projelerinden bahsediyor, markasını nasıl geliştirebileceğini heyecanla anlatıyor. Ancak bir de sitemi var. Neden başarılarıyla değil de bunun yerine hâlâ geçmişiyle, eşinin ayağını öpüşüyle ya da kıskanmaları ile konuşuluyor? Bu kadar zorlukları yenmiş bir kadının başarısı neden kutlanmıyor da en ufak hareketinde, sevgi gösterisinde ya da düğününde bile eleştiriliyor? Biz neden başkasının başarısını alkışlayamıyoruz? Başkasının başarısına ya da mutluluğuna hayatımızda yer veremiyoruz?
Selin, seni seviyorum! Başarılarını kutlarım. Daha nicelerine!