Öğrencilerin ya sınava hazırlandığı ya da bilgisayar ve/veya telefonla vakit geçirdiği bir devirde kitap okuma sevgisini kazandırmak için böyle bir proje düzenlenmesi takdir edilesi, sevinçle karşılanacak bir haber.
İyi ya da kötü kitap yoktur arkadaşlar.
Kitap okuma sevgisini kapmış bir çocuk, genç ilerde çok daha nitelikli eserler okumak ister.
Bilir ki okumanın sonu yok, bilir ki ancak okuyarak öğrenebilir, keşfedebilir.
Ve kitap okuyanlar gayet iyi bilir ki bir ortalama bir roman bile okuyucuya olaylara farklı perspektiflerden bakabilme becerisini kazandırır.
Empati kurmanızı ve kendinizi ifade edebilme becerinizi sağlar, geliştirir.
Kitap okumayı seven insandan zarar öyle kolay kolay gelmez.
Bu lafların hepsini klişe buluyor olabilirsiniz ancak nasıl ki bilmem kaç yıllık deyimler, atasözleri halen daha günümüzde geçerliyse ve cidden damlaya damlaya göl olabiliyorsa e o zaman klişeleri de çok fazla eleştirmemek gerekiyor.
Kola ya da sigara tüketmek nasıl fiziksel olarak sağlığımıza faydasız bir şeyse kitap okumak da ruh sağlığımıza ve beyin gelişimimize olumlu katkıları var.
Ve en önemlisi de ağaç yaşken eğiliyor.
Size göre anlamsız ve fazla sıradan bir hareket gibi gelebilir ama öyle değil.
Bu etkinliğe katılan bir öğrenci bilinçaltında kitap okumanın ne demek olduğunu öyle güzel anlayacak ki.
Sadece bir etkinliğe katılarak bile yaptığı şeyin önemini kavrayacak.
Dolayısıyla 'Oku Muş' projesine imza atan, 9 bin öğrenciye kitap okuma sevgisi kazandırmayı amaçlayan herkes kocaman bir alkışı hak ediyor.