Sosyal medyada pasif kalabilmek mümkün mü?
Sosyal medya sayesinde artık hiçbir kimseyle görüşmemize gerek yok bilmem farkında mısınız... Haber almak istiyor olabilirsiniz, sevdiğiniz bir arkadaşınızın son halini merak edebilirsiniz. Hiçbir şekilde iletişim halinde olmak zorunda değilsiniz. Beğenin geçin... Ama öyle değil işte.
Facebook'un araştırma müdürü David Ginsberg ve Moira Burke, "İnsanlar vakitlerini sosyal medyada pasif olarak bilgi tüketmeye harcadıklarında yani yalnızca okuyup birbirleriyle etkileşime girmediklerinde kendilerini kötü hissediyorlar" diyor.
Ne kadar da doğru değil mi?
Sürekli bilgi aldığınızı düşünün.
Düşünmenize gerek yok, birçoğumuz sosyal medyayı bu şekilde kullanıyor.
Bilhassa ebeveynlerimiz.
Fotoğraflarımızı beğenmeleri ve geçmeleri, hep kenardan kenardan hayatımızı takip etmeleri.
İşte bu durum aslında onların sağlıklarını bozuyor.
Sadece ebeveynlerin de değil birçoğumuz için zararlı bir durum söz konusu.
Sosyal medyada pasif kalabilmek kısa bir süreliğine mümkün olabilir.
Hatta uzun dönemde de sadece beğen tuşuna basabilir ve sadece akışı takip edip beyninize bilgi yüklemesi yapabilirsiniz.
Ama uzun vadede mutlu hissetmeniz pek de olası değil.
Daha doğal düşünelim.
Hiçbir şekilde bir cümle kurmuyorsunuz, bir fotoğraf çekmiyorsunuz, hiçbir etkileşim ve paylaşımınız yok.
Sizi canlı kılabilen hiçbir şey yok.
Dolayısıyla içten çürümeye ve huzursuz hissetmeye doğru emin adımlarla ilerliyorsunuz.
İnsanın doğasında üretmek, yaratmak var.
İster sosyal medya ister gerçek hayat çok da farklı değil, üretmek zorundayız, iletişim ve etkileşim halinde kalmak mecburiyetindeyiz.
Eğer psikolojimizi az biraz önemsiyorsak...