![Hayal gücü ekonomisinin size ihtiyacı var!](https://image.milimaj.com/i/milliyet/75/1100x570/61761ecb45d2a0a1041b096f.jpg)
Hayal gücü ekonomisinin size ihtiyacı var!
Bilim adamı John Dewey’in sevdiğim bir sözü var: “Bilimdeki her büyük ilerleme hayal gücünün yeni bir cüretinden doğmuştur.” Peki, bizler nelerin hayalini kuruyoruz? Mesela siz, tam da şu anda bir hayal kursanız, nelerin sahibi olmak isterdiniz?
2015 yılında güzel bir şey oldu. Fındık ihracatımız cumhuriyetin kuruluşundan bu yana ilk defa 2 milyar 827 milyon dolar gelir elderek, fındık ihracatında tüm zamanların en yüksek döviz gelirini elde etti. 2016 ve 2017 yıllarında aynı başarıyı yakalayamadık belki ama böyle bir rekorun kırılmış olması geleceğe dair umut verdi. Sizi bilmem ama benim aklıma fındık denilince hep Güneydoğu'dan getirilen mevsimlik işçiler ve fındık bahçeleri gelir. Zor şartlarda çalışan işçiler, onların çocukları, kalabalık insanlar, sabah akşam çalışmak... "Acaba bu rekor kazanç işçilere de yansıdı mı?" diye düşünmeden edemiyorum.
Aklımdan bunlar geçerken, Prof.Dr. Selçuk Şirin'in 'İtiraz Et, Hayal Kur, İlerle' başlıklı güzel bir videosuna rastladım. Tam da bu konudan bahsediyordu. Selçuk Bey'in araştırmaları, ihraç ettiğimiz fındığın dörtte birinin İtalya’da 500 çalışanı olan özel bir firmaya gittiğini ve bu firmanın da üzerine etiket yapıştırıp fındığı yaklaşık 10 milyar dolara sattığını gösteriyor. Yani biz ihracatta rekor kırdık diye seviniyorken, birileri kolay yoldan emeğimizle milyar dolarları götürmüş.
Video çok güzel veriler içeriyor. Mesela kişi başına düşen yıllık gelirin 3 bin dolardan 10 bin dolara ulaşmasının nispeten kolay olduğunu; bu gelir seviyesine daha çok hammadde ihracatı veya inşaat gibi işlerle ulaşılabildiğini anlatıyor. Ancak asıl önemli olan, 10 bin dolar ile 20 bin dolar arasında bir gelire ulaşmakmış. Bunu yapabilmek için inşaat sektöründen, hammadde ihracatından daha fazlasını yapmalı, yaptığımız işlere katma değer katmalıymışız.
Peki nedir katma değer? Facebook gibi, WhatsApp gibi tüm dünyada yankı uyandıracak bir şeyler üretip, üretimi için harcanan enerjiye, hammaddeye, kısaca maliyete oranla satışından yüksek kar elde edebilmektir.
Mesela 2009 yılında İsveç’te 7 kişilik bir ekibin düşük bir bütçeyle kurduğu Mojang ismindeki şirket, bilgisayar ve konsol oyunları üretmeye başladı. Bu oyunlardan biri Minecraft’tı. Basit görünen bu oyunu 2014 yılında Microsoft 2.5 milyar dolara satın aldı. Ortada hammadde yok, büyük iş gücü yok, fazla sayıda çalışan yok ama güzel bir gelir var.
Ekonomimizin buna ihtiyacı var!
Dünya genelinde yaklaşık 160 milyon oyuncu, yılda yaklaşık 5 milyar saat Minecraft videosu izliyor.
Aslında tüm bunların bağlandığı tek bir nokta var: Hayal gücü. Ülkelerin gelişimlerinde, hammaddenin getirdiği yere kadar hayal gücüne ihtiyaçları olmayabiliyor. Ama gelirini artırmak istiyorlarsa artık hayal gücüne ihtiyaç duyuyorlar. Bu gelişime, 'hayal gücü ekonomisi' diyebiliriz.
Ünlü bilim adamı John Dewey’in sevdiğim bir sözü var: “Bilimdeki her büyük ilerleme hayal gücünün yeni bir cüretinden doğmuştur.” Peki, bizler nelerin hayalini kuruyoruz? Mesela siz, tam da şu anda bir hayal kursanız, nelerin sahibi olmak isterdiniz? İzlediğim videoda Selçuk Şirin, kurduğumuz hayallerin sadece ev ve iş sahibi olmakla ilgili olduğunu; iş olarak da en çok öğretmenlik, doktorluk ya da polislik yapma hayali kurduğumuzu söylüyor. Bunların ötesinde başka hayaller kurmadığımızdan yakınıyor.
O zaman artık daha büyük hayaller kurma vaktidir! O zaman artık, hayal ekonomisine geçme vaktidir! Hadi hemen şimdi yaslanın arkanıza ve büyük hayaller kurun. Ekonomimizin buna ihtiyacı var!