Google'ın yeni çevirmen kulaklığı Pixel Buds
Kulağınıza oturan ve çok fazla görünmeyen Pixel Buds, telefona bluetooth yoluyla bağlanıyor. Kablosuz kullanım sağlayabiliyor, Google Translate’e bağlanıp onun çeviri altyapısını kullanıyor. Eğer Google Translate karşınızdaki kullanıcıda da varsa, istediğiniz dilde çeviri yapabiliyorsunuz.
Biliyorsunuz ki, küresel iletişimin önündeki en büyük engel lisan farklılıkları. Bu farklılıklar ne yazık ki sadece sözlü iletişim için değil, yazılı iletişim için de önemli bir sorun. Sorunun evrensel boyutunun yanı sıra, basit bir turistik gezide 'olaya Fransız kalmak' ya da adres soramamak gibi çok basit, fakat büyük iletişim problemlerine yol açan aksaklıklar yaşıyoruz. Öte yandan dünyada çok kullanılan dillere hakim olmaya çalışsak da, çoğu zaman bunlar bir elin parmağını geçemiyor ve genellikle İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca gibi dillerin dışına çıkamıyor. Bu yüzden de günün sonunda Guiness Rekorlar Kitabı’na girmiş Gregg M.Cox olsak bile, en en fazla 64 dile hakim olup 14'ünü akıcı konuşabileceğiz...
Demem o ki, hepimiz bir noktada Google Translate’e bağlıyız, çoğunlukla bu programın yanlış çevirdiği cümle ve kelimeleri kullanıyoruz. Haliyle çevirdiğimiz cümlelerin özlemi yüklemi karışınca komik duruma düşüyoruz...
O duyup güldüğümüz, "Are you cola"lar, "What my name is"lerin hepsi, aslında ne demek istediğinizi anlamayan çeviri uygulamalarının sonucu...
Neyse ki bunlar artık tarih oluyor, bundan böyle nihayet istediğimiz dilde istediğimizi yazıp söyleyebileceğiz.
Babel Fish ilham kaynağı oldu
Otostopçunun Galaksi Rehberi kitabında, Babel Fish adında bir balık vardı. Bu balık, tüm evrensel dilleri çevirebiliyordu. Tek yapmanız gereken, canlıyken onu kulağınıza sokmak ve kendisine konforlu bir yaşam alanı oluşturmasına yardımcı olmaktı. Gerisini zaten o hallederdi! Siz sadece ağzınızı açardınız ve o sizi istediğiniz dilde konuştururdu. Bu fantastik balık, kitabın hayranlarını büyülemiş ve “Keşke bende de olsa” dedirtmişti. Nitekim Google, Babel Fish’ten ilham aldı ve ondan çok daha pratik bir yolla bu teknolojiye ulaşmamızı sağladı.
5 saat boyunca kesintisiz chat-çeviri
Bu evrensel çevirmen aslında bir tür kulaklık. İsmi, 'Pixel Buds'. Kulağınıza oturan ve çok fazla görünmeyen bu aygıt, telefona bluetooth yoluyla bağlanıyor. Kablosuz kullanım sağlayabilen Pixel Buds, Google Translate’e bağlanıp onun çeviri altyapısını kullanıyor. Eğer Google Translate karşınızdaki kullanıcıda da varsa, istediğiniz dilde çeviri yapabiliyorsunuz. Yapmanız gereken tek şey, karşınızdakine ne demek istediğinizi kulaklığa söylemek. Uygulamanın güzelliklerinden bir diğeri, hangi dilde konuşmak istediğinizi belirtmenize gerek kalmaması. Uygulama bunu otomatik algılıyor; karşınızdakinin Rusça cümlelerini size Türkçe aktarması gerektiğini biliyor. Ayrıca basit bir çalışma tekniği var. Sağ kulaklığa dokunarak konuşuyorsunuz, parmağınızı çektiğiniz an karşı tarafa konuşmalarınız onun dilinde iletiliyor. Bu basit detay sayesinde iletişim anlık gerçekleşiyor.
Uygulamanın bence asıl bombası, karşınızdaki kullanıcıda da Pixel Buds varsa, kulaklığınızdan söylediklerinizi direkt sesli olarak karşınızdakinin kulaklığına iletilebilmesi. Yani Türkçe “Seni seviyorum” dediğinizde, kulaklığınızın sizin yerinize karşınızdaki kullanıcının dilinde “Seni seviyorum” diyebilmesi!
Yanında Pixel Buds telefonu almak gerekiyor
Kulaklığın en büyük problemi, sadece Google Pixel Buds telefonlarında çalışması. Dolayısıyla iletişim sağlayabilmek için sadece kulaklığa değil, aynı zamanda telefona da ihtiyacımız var. Eğer bir kullanıcı kulaklıkla konuşuyor ve diğer kullanıcı da bunu kendi dilinde yazılı olarak görmek istiyorsa, mecburen bu telefonu da alması gerekiyor. Aynı dilde yazılı görüşmek istediğinizde de yine bu seride bir telefonu kullanmanız gerek.
Bu durumda ortaya çıkan senaryo biraz enteresan. Kullanıcıya hal hazırda bir kulaklık satarken bir de üzerine telefon satın alma zorunluluğunun dayatılması, üründen soğutmuyor değil doğrusu. Alternatiflerine göre daha iyi bir yapay zeka teknolojisine ve kullanım kolaylığına sahip olsa da, bu pazarlama taktiği pek işe yaramaz. Çünkü Apple kendine özel iPhone girişli kulaklıklar üretirken bile hala standart kulaklıklar için bir başka giriş kablosu veriyor. Dünya markası Apple “Eğer jak girişli kulaklık kullanmak istiyorsanız iPhone almayın kardeşim” demiyorsa, bir başka dünya markası Google da alternatif bir çözüm bulabilirdi...
Tüm bunları toparlayacak olursak, bu kulaklık ve telefon sayesinde artık yanınızda bir çevirmen olmasına gerek kalmadan, dilediğiniz kişiyle dilediğiniz dili konuşabilirsiniz. Özellikle bu sistemin bu kadar hızlı ve efektif çalışabilmesi sayesinde önümüzdeki günlerde yukarda bahsettiğim basit fakat hayatımızın merkezinde olan ya da büyük ve daha toplumsal olan dil problemlerine çözüm bulunacak demektir.