Evrim filmi: Teknoloji iyi mi, kötü mü?
Film hakkında iyi yada kötü diye ahkam kesecek değilim. Benim takıldığım nokta, teknoloji. Hayatlarımıza böylesine entegre olan bu meretten korkmalı mıyız? Yoksa insanoğlunun var ettiği teknolojinin bizi yönetmesine izin mi vermeliyiz?
Senaryosu Jack Paglen tarafından yazılan, Wally Pfister yönetmenliğinde çekilen bilimkurgu-gerilim filmi Evrim'in (Transcendence) başrollerinde Johnny Depp, Rebecca Hall ve Morgan Freeman yer alıyor...
Bilim kurgu türünü her zaman severek izlerim ama bu flimi izlememdeki en büyük faktör Johnny Depp... 'Makas Eller' (Edward Scissorhands) filmini izlediğimden beri (öneririm!) yer aldığı her yapımı izlemeye çalışıyorum.
Film hakkında iyi ya da kötü diye ahkam kesecek değilim. Benim takıldığım nokta, teknoloji. Hayatlarımıza böylesine entegre olan bu meretten korkmalı mıyız? Yoksa insanoğlunun var ettiği teknolojinin bizi yönetmesine izin mi vermeliyiz?
Johnny Depp’in, filmdeki adıyla Dr. Will Caster’ın sözleriyle devam etmek istiyorum yazıya: “İnsanlar anlam veremedikleri şeylerden korkar”.
Şimdinin Siri’sine benzeyen ama filmde Pinn olarak geçen yapay zekanın geliştirilmesiyle uğraşılan, insanların evrilleştirilip birtakım teknolojik cihazlara benzetilerek hastalıklarının tedavi edilebileceği ve sürekli geliştirilebileceği, dünyanın iyileştirilebileceği düşünülmektedir.
Bunlar herkesin isteyebileceği şeyler gibi duruyor. Program ölümcül bir yaradan ya da kalıcı bir hastalıktan teknolojik müdahaleyle yeni bir sürüm yükleyerek insan bedenine level atlatıp mekanik bir cihaz gibi yapıyor. Ama karşılığında insanlık kayboluyor.
Ne kadar bilim kurgu izlediysem sonunda ölümsüzlük bile keşfedilmiş olsa, insanlar mutlu olamıyor, kurtuluşu yine ölümde buluyorlar.
Konusu ne olursa olsun teknolojiyle kaliteli hayat ve uzun yıllar yaşama isteği olan filmler sonunda anın tadına varmak, şu andan memnun olmak, yaşanan her acının, kaybın insanı insan yapan en önemli duygular olduğunu altını çizerek bitiyor.
Özetle teknoloji bu kadar dibimizdeyken, arkamıza bakmadan kaçmamızı söylüyor bu gibi filmler.
Bilemiyorum; iyi birçok yönü varken korkmalı mıyız? Ya da bu kadar bağımlı yapmasından dolayı kaçmalı mıyız?
Teknoloji iyi mi, kötü mü?
Bence her ikisi de. Neye göre olduğu tartışılır.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
En basit örnek... Gideceğimiz adrese, hiç zorlanmadan, harita yardımıyla en kısa güzargahı bularak kolaylıkla gidebiliyoruz.
Ama kötü örnekleri de var... 9-10 yaşlarında iki yakın arkadaş olduklarını tahmin ettiğim çocukların bir evin önünde oturduklarını gördüm. Ellerindeki telefonla online oyun oynuyorlardı. Sokakta olduklarına sevinirken, sanal oyun oynamalarına üzüldüm.
Bence biz insanlar elimizde kumanda tutmayı çok seviyoruz. Hiç zorlanmadan, hayatı kumandayla komuta etmek istiyoruz. Tek tuşla siparişler ayağımıza gelsin, hatta dünya ayağımıza serilsin istiyor; "Ben niye gezeyim, benim yerime gezenleri stalklayayım!" diyoruz. Sanal gezintiler peşine düşüyoruz.
Hala bilim adamları ışık hızını yakalamak için çırpınıyor. Işık hızıyla seyehat ettiğimizde ne olacak ki? Her şey hızla tükenmeye devam edecek. Yazdıklarımdan teknoloji karşıtı gibi duruyor olabilirim. Fakat bu yazıyı akıllı telefonumla yazıyor olmam, düşüncelerime tam tezatlık oluşturuyor.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
Nokta.