Son İmparator Bernardo Bertolucci, aramızdan ayrıldı
Dünyaca ünlü İtalyan yönetmen Bernardo Bertolucci, auteur sinemanın yaşayan en önemli temsilcilerinden biriydi. 'Paris’te Son Tango', 'Son İmparator', 'Çölde Çay', 'The Dreamers', 'Il Conformista' ve '1900' gibi başyapıtlara imza atan ustayı saygıyla anıyoruz…
Şair ve haliyle sanatçı bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen Bernardo Bertolucci, İkinci Dünya Savaşı sonrası sinemayı etkisi altına almaya başlayan İtalyan Yeni Gerçekçiliği ve Fransız Yeni Dalgası’nın rüzgarına kapılmıştı. Pasolini’nin setlerinde atıldığı sinema macerası, onu çağın en büyük auteur yönetmenlerinden biri haline getirdi.
1941 yılında İtalya’nın kuzeyindeki tarihi Parma kentinde doğan Bernardo Bertolucci, estetik, siyaset ve tarih üzerine düşünen, bir diğer deyişle 'eli kalem tutan' bir genç olarak, sinema dünyasında temas ettiği konularla duruşunu her daim gösterdi. Babasının yakın arkadaşı Pasolini’nin asistanlığının ardından kendi yolunu çizmeye başlayan Bertolucci, 1970 yapımı 'Il Conformista' ile dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Faşizmi işleyen konusuyla 'Il Conformista’nın başarısı, Bertolucci’nin Avrupa Sineması’nın bir nevi merkezi olan Fransa’da da isim yapmasına neden oldu.
Il Conformista
Yeni Dalga’dan da etkilenmiş bir genç yönetmen olan Bernardo Bertolucci’nin 'Il Conformista’dan sonra Paris’te geçen bir diğer filmiyse, dünya sinemasına damgasını vurmaya hazırlanıyordu. Başrolünde gelmiş geçmiş en büyük aktörlerden kabul edilen Marlon Brando’nun yer aldığı 'Paris’te Son Tango', müstehcen sahneleri ve konusu nedeniyle pek çok ülkede sansüre uğradı ya da gösterimi yasaklandı. Oysaki film bugün tartışmasız sinemanın başyapıtları arasındadır.
Dünyanın farklı coğrafyalarında filmlere imza atan Bernardo Bertolucci, 'Paris’te Son Tango’nun ardından ülkesi İtalya’ya dönüp yıldız isimlerin yer aldığı bir başka büyük filme imza attı. Başrollerinde Robert de Niro ve Gerard Depardieu’nün yer aldığı '1900', İtalya’nın yakın dönem tarihine ışık tutan epik bir yapımdı.
Paris’te Son Tango
Bertolucci’yi sinema tarihinde unutulmaz bir yere taşıyan diğer projesi de hemen hemen her usta yönetmenin filmografisinde yer alan üçleme oldu. Sırasıyla 'Son İmparator', 'Çölde Çay' ve 'Küçük Buda ile Doğu Üçlemesi'ni beyazperdeye taşıyan Bernardo Bertolucci, Fas’tan Çin’e uzanan bir coğrafyanın yerel kodlarını sinemayla buluşturuyordu.
'Çalınmış Güzellik' ile Liv Tyler’ın ünlenmesine de aracı olan Bertolucci’nin bize armağan ettiği bir diğer yıldız, kuşkusuz Eva Green oldu. 'The Dreamers' ile Paris’e, hem de kentin en çalkantılı dönemi olan Mayıs 1968’e dair bir hikayeyle dönen Bertolucci, yine sınırları yıkıyordu. Entelektüel bir ailede yaşayan 68 Hareketi’nin, Fransız Yeni Dalgası’nın ve rock müziğinin rüzgarına kapılan iki kardeşin aralarına aldıkları Amerikalı bir öğrenci ile yaşadıkları üzerinden ilerleyen film, sinemanın unutulmazları arasındaki yerini aldı.
Bana, İtalyan yaşam tarzını, Paris’i, rock müziğini, kadın-erkek ilişkilerini ve ilk gençlik yıllarımın ateşini hatırlatan Bernardo Bertolucci, artık sayısı git gide azalan auteur yönetmenlerin en özellerinden biriydi. Klişe gibi gelebilir ama değil: Gerçekten içimde hep yaşayacak...