Naim: Bir milleti ayağa kaldıran adam
Yıl 1988, Yer: Güney Kore-Seul. Sadece 60 kilo olan bir adam kendi ağırlığının 3 katının 10 fazlası yani 190 kilo ağırlığın altına girdi. Siz okurken bu cümlenin ağırlığı altında ezildiniz değil mi? İşte o daha güçlü çıktı. Hadi gelin yakından bakalım Naim Süleymanoğlu’nun hikayesine…
Bir huy vardır bende. Merakla beklediğim bir filme ilk vizyon gününde gitmeyi tercih ederim. Aramızda kalsın genelde de yalnız olurum. O hikayeyle baş başa kalmak isterim, daha da derinden hissetmek için. Kim dedi oradan “Manyak mısın be abi, tek gidilir mi sinemaya?” diye. O da benim anormalliğim olsun…
Bu hafta da öyle yaptım ve kendimi Cep Herkülü: Naim filmi için sinemanın o yumuşak koltuklarına attım. Havalar da soğuyor, sinema yine zirveyi ele alacak etkinlikler listesinde…
‘Ayla ve Müslüm’ün yapımcısı’
“Ayla ve Müslüm’ün yapımcısından” diye beklerken bizi “Dijital Sanatlar” karşıladı. Merak etmeyin yine Mustafa Uslu kendisi. Selam olsun buradan…
Derken o muhteşem hikaye küçük Naim’le selam çaktı bize. Bulgaristan zamanları. Bizimki daha çocuk… Kaçak olarak girdikleri havuz başında halter çalışanları izlerken onların yanlışlarını düzeltmek için giriyor ağırlığın altında. Asıl film orada başlıyor işte. Dünyaya kafa tutacak adamın serüveni, daha o yaştaki meydan okumasıyla start alıyor. Heyecanlı değil mi? Haydi devam…
Fazla spoiler yok
Kızgın bir şekilde okuyorsunuz bu yazıyı ama merak etmeyin fazla spoiler vermeyeceğim. Bir girizgah yapmayı da çok görmeyin bu genç yazara. Ben de seviyorum sizi…
Yiğit baştan belli edermiş kendini. Babasıyla birlikte küçük Naim’in yolu Kırcaali Spor Okulu’na düşüyor. Küçük dev adam daha 10 yaşında başlıyor antrenmanlara, bu da yetmezmiş gibi yaşı büyültülüp şampiyonalara sokuluyor, Bulgaristan adına da ilk madalyalarını getiriyor ülkeye. İşte film de burada kopuyor. Siz de sorguladınız değil mi neden Bulgaristan diye? Mendillerinizi hazırlayın sinemaya giderken. Benimki bitmişti…
Buradan sonra hikayeyle sizi baş başa bırakmaya karar verdim. En azından ben başka bir yazı da bunu beklerdim yazardan. Belki doğru belki yanlış. Değerlendirmesi sizden…
Bahsetmek istediğim asıl olay filme konu olan hikaye ve halterdeki kahramanımız Naim Süleymanoğlu’nun yaşadıklarının altyapısı…
Millet olarak bugünlere çok zorlu mücadeleler vererek geldik. Bulgaristan Türklerinin yaşadıkları da bunlardan bir tanesi. Ana vatanlarından koparılan, zorla isimleri değiştirilen Türklerin hikayesini anlatıyor Naim filmi. Cep Herkülü de onları ayağı kaldıran adam. İşte değeri de burada ortaya çıkıyor zaten. Belki kategorize etmek gerekirse ilgi alanı spor olan insanların daha çok tercih edeceği bir hikaye gibi gelse de aslında bu uyanışın her kesimden, her yaştan insanımıza ulaşması gerek. Sinemada da rastladım mesela çocuklu ailelere. Biraz fazla ses yaptılar ama yine de tanıdılar Naim’i…
Ben de daha çok tanıdım bu filmle beraber. Çocukluğunu, gençliğini, ülkesi için verdiği mücadeleyi. Ailesini geride bırakıp zaferlere giden yolunu… Hani Eypio’nun orijinal film müziğinde dediği gibi, “Bıraktım geldim, evimi geride. Adımı aldılar kan karıştı terime…”
Bahsetmeden olmaz
Açık konuşayım ilk dinleyişim sinemada oldu, “Naim’i”… Eve gittim bir daha açtım, sonra bir kez daha. Anneme de dinlettim o da duygulandı. Beraber duygulanırız biz genelde. Anne sonuçta…
Naim’in yaşadığı her şeyi 3 dakikaya sığdırmayı başarmak büyük iş. Bu hikayeyi rap’le birleştirmek de ayrı bir cezbedici unsur. Filmden bağımsız da dinleyebilirsiniz. Komşular kızmaz emin olun…
Naim’den daha çok Naim
Hayat Van Eck… ‘Daha’ önce duymuş olanlar az diye duydum. Bir de gerçekten ‘Daha’da’ duyanlar. Onur Saylak’ın Daha filmiyle gösterdi aslında kendisini. Altın Koza’da Umut Veren Genç Erkek Oyuncu Ödülü’nü almıştı. Hollandalı babası, aslen Ankaralı olan annesi ile birlikte 6 yaşından sonra İzmir’e yerleşiyor. Aslında bir nevi bizden biri. Öyle olduğu için de Naim’e kendisinden daha çok benziyor inanın. Ben fragmanı gördüğümde şaşırdım. Filmde gerçek olduğunu anlattım. Anlayacağınız çok yerinde bir seçim olmuş.
Henüz 22 Kasım’da girdi vizyona Cep Herkülü:Naim. Tahminim milyonlar tarafından izleneceği yönünde. Biz de milyonlar olarak bastık bağrımıza Naim’i. Kaldırdığı ağırlıkların arkasında koca bir millet vardı. 50 yaşında gittiğinde bir kahramanlık hikayesi bıraktı geriye. Yaşatması da bize…
Ruhun şad olsun şampiyon. Yükümüz çok ağır, keşke gelip kaldırsan…
