İstanbul Kitap Fuarı’ndaki ziyaretçi düşüşü neyi işaret ediyor?
38 yıldır aralıksız düzenlenen İstanbul Kitap Fuarı’nın bu yılki ziyaretçi oranının geçen yıllara oranla düşük olması yayıncıları üzdü. Kağıt ve baskı maliyetlerindeki artışlar derken Beylikdüzü’ndeki TÜYAP Fuar Alanı'na ulaşımın zorluğu ve zamlanan giriş ücretleri de konuşulur hale geldi.
“Türkiye’de kitap okunmuyor” söylemine inat her geçen yıl okurunu ve kitap satış oranını arttıran, geçen hafta gerçekleştirilen TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nın ziyaretçi oranı son beş yıla oranla düşüş gösterdi.
2016’da, fuarı 621 bin kişi ziyaret ederken, 2017’de bu rakam 742 bin 445 kişiye ulaşmıştı.
2018’de 611 bin 444 kişinin ziyaret ettiği fuar, bu yıl ise 605 bin kişiyi ağırladı. Durum böyle olunca yayıncılar sorunun nerede olduğuna odaklandı.
Peki sorun nerede?
Yıllardır fuarın ziyaretçi sayısının bir türlü istenilen rakamlara ulaşamamasının nedeni olarak fuarın yapıldığı alanın İstanbul’un uzak bir noktasında olması tartışılıp duruyor. Evet Beylükdüzü’nde bulunan fuar alanı herkesin rahatlıkla ulaşabileceği bir lokasyonda değil ancak itiraf edelim ki, yaklaşık 800 yayınevinin katılım sağlayabileceği 40 bin m2’lik başka bir fuar alanı yok İstanbul’da. Eğer benim gibi Anadolu yakasında oturuyorsanız özel aracınızla fuara gitmeyi aklınızdan bile geçiremiyorsunuz zira yol uzun, trafik yoğun ve park sorunu da cabası. Ancak söz konusu İstanbul’un en prestijli kitap fuarı olduğunda kitapseverlerin bu yol sorununu çoktan aştıklarını, önceki yıllarda gerçekleşen katılım oranlarının hayli yüksek olduğunu göz önünde bulundurarak söyleyebiliriz. Elbette daha merkezi bir konumda büyük bir fuar alanının olması güzel olurdu, daha çok ziyaretçi gelebilirdi ve daha çok kitap satılabilirdi. Ancak her geçen gün artan nüfusun beraberinde yeni yerleşim yerlerinin yapılması durumu getirdiğini göz önünde bulundurursak hala ulaşımın sağlanabildiği bir lokasyonda, İstanbul gibi her bir noktası altın değerinde olan bir şehirde büyük bir kitap fuarı gerçekleştirebileceğimiz bir alan olduğuna sevinmemiz gerek.
Düşüşte giriş ücretlerindeki zam etkili oldu mu?
Bilindiği gibi fuar, öğretmen ve öğrencilere ücretsiz. Tam bilet ücretleri ise bu yıl 8 TL’den 10 TL’ye çıkarıldı. Birçok yayıncı fuarın bu yılki ziyaretçi oranının düşüklüğünü bu zamdan bildi. Bu noktada yayıncıların yapması gerekenin giriş ücretleri konusunda TÜYAP ile ortak bir karara varmak olduğu kanaatindeyim.
Kitap fiyatları çok mu arttı?
Geçen yıl yayıncılık sektöründe yaşanan kâğıt kriziyle baskı ve kâğıt masrafları artan yayınevleri çareyi kitap fiyatlarına zam yapmakta bulmuştu. Bazı yayıncılar kitaplarına makul oranda zam yaparken bazılarıysa oldukça yüksek zamlar yapmıştı. Evet zamlar alım gücünü düşürüyor ancak kitap fuarlarından söz ediyorsak yayınevleri kitaplarını belirli indirim oranlarıyla sattığını hatırlatalım.
İnternetten kitap almak daha mı ucuz?
İndirimli kitap satışı yapan siteleri takip ederseniz 20 TL etiket fiyatlı bir kitabı %40 hatta bazen %50 indirimle alabiliyorsunuz. Ancak bu her kitapta her zaman geçerli olmayabiliyor. Bu fiyatlara ek olarak kargo ücretini de unutmamanız gerekiyor. Zira benim gibi kitabevinin o büyüleyici atmosferine çekilip kitaba dokunmadan alamayanlardansanız internetten kitap alma olayına hiç giremiyorsunuz. Başlıkta sorduğumuz soruya dönecek olursak, evet internetten kitapları ekstra indirimlerle alabiliyorsunuz ancak internet alışverişi ile fuar alışverişini karşılaştırmak bile doğru değil zannımca. Çünkü kitap fuarları okur ile yayınevleri ve yazarları bir araya getiren büyük bir platform sunuyor. Dahası az önce de belirttiğim gibi kitap fuarlarında yayıncılar özel indirimlerle satışa çıkarıyorlar kitaplarını.
İşin förmülü ‘Okumaktan Vazgeçmemek’
Hayatlarımızın dört bir yanı teknoloji ile kuşatılmış bir haldeyken, kitaplar dâhi e-kitap olarak önümüze sunuluyorken, kitaplara ilgiyi canlı tutmak için öncelikli olarak yapmamız gereken ‘okumaktan’ vazgeçmemek’. Çünkü bizler ne zaman okumaktan vazgeçersek işte o zaman kitaplar değerini yitirir, kitaplara ve kitap fuarlarına ilgi azalır, düşüşler kaçınılmaz olur. Bizler birey olarak birbirimizi ve çocuklarımızı okuma konusunda ne kadar bilinçlendirir, çevremizi okuyan nesiller yetiştirmeye ne kadar teşvik edersek kitabın hatta insanlığın geleceğini de o kadar etkilemiş oluruz.
Kitap fiyatları değil de kitap okuma oranlarının yüksekliği ne zaman konuşulur bir hale gelir işte asıl o zaman tüm bu sorunlar aşılır. Demem o ki ‘Okumaktan vazgeçmeyin!”