Genç yetişkin kitaplarını okuyanları neden dışlıyoruz?
Çocukken annemize, babamıza envai çeşit sorular sorup onları bıktırıyorduk. Keşfetmeye çalışıyorduk. Mesela 'Gökyüzü neden mavi?' dedik. Mesela 'İnsan neden yemek yer?' dedik. Tatmin edici cevaplar aldık, haliyle daha fazla sorgulamadık. 'İnsan neden kitap okur?' sorusuna gelince tıkandık. Neden? Çünkü bu sorunun elbette tek bir cevabı yok.
İnsanlar kitap okur çünkü öğrenmek ister.
Araştırma ihtiyacı karşılanılır okurken, araştırırken.
Kişisel gelişimden psikolojik gerilimine.
Fantastikten çağdaş dünya edebiyatına.
Ama söz konusu 'genç yetişkin' türüne gelindiğinde enteresan bir şekilde ahkam kesiyoruz.
"Vay efendim bu çocuklar neden okuyor onları?", "Bunları okuyup ne yapacaksınız?" vesaire.
Peki neden?
Şişirilmiş egolar...
Genç yetişkin edebiyatı dediğimiz o 18'ler 24'leri beğenen beğenir, okuyan okur.
Kime ne?
'Genç yetişkin okuyanlar sığdır, niteliksiz kitap okumayı sever işte onlar o kadardır' diye nitelikli edebiyat diye ahkam kesmeleri aslında fazlasıyla büyük bir olmamışlık.
Genç yetişkin'den çağdaş dünya edebiyatına ya da Türk edebiyatına geçilmeli diye bir kaide mi var?
Elbette iyi bir okuyucu olmanın gerektirdiği şey roman, öykü, şiir, son derece obur olabilmek.
Ama bir tür üzerinden genellemelerde bulunup ahkam kesmek ya da "O yanlıştır, bu doğrudur" demek nitelikli okur çizgisine yakışmıyor.
Bırakınız okusunlar.
Gençler paralarını saçmasapan şeylere harcayacağına kitaplar harcasın ve canları genç yetişkin okumak istiyorsa onu okusun.
Kimse kimsenin okuma zevkini sor-gu-la-ya-maz.
En azından sorgulamamalı...