Çağdaş sanata genel bir bakış
Contemporary Art 14'ü geride bırakırken 'çağdaş sanata' genel bir bakış yapıyoruz. Contemporary Art 14'ten geriye akıllarda neler kaldı?
İstanbul’da düzenlenen ‘Çağdaş Sanat Fuari’ namı diyar Contemporary Art’ın seveni olduğu kadar fazlaca eleştireni de çok. Bu eleştiriler tek bir yönde olmayıp çok farklı taraflardan ele alınmaktadır. Contemporary Art 14'ü geride bırakırken , burada değinmek istediğim yapılan etkinliğe değil de çağdaş sanata gelen olumsuz eleştiriler ve sonrasında bu eleştiri yöntemine ve çağdaş sanata, ismine yaraşır bir eleştiri opsiyonu sunmak. Aşağıdaki söylemler bir yerlerde kulağımıza çalınmıştır. Bu eleştiriler düzenlenen etkinlikten çok, çağdaş sanatın içeriğine yönelik.
‘Saçma saçma şeylerin sanat diye yutturulduğu ve bunun üzerinden binlerce insanın düdüklendiği etkinlik.’
'Çoğu sanat eseri denilen şeyler aslında zenginlerin evini süslesin diye yapılan ikinci sınıf aksesuarlar. eser denilen şeylerin çoğunun içi boş'
'O kadar avam ki çıktığınızda gördüğünüz her şeyi sanat sanabiliyorsunuz. Böyle olur mu ya? O gözlüğün sanat sanılması bu avamlıktan işte.'
Bu eleştirilerin yönlendirici olmadığını ve altında bir küçümseme yattığını düşünüyorum.Türkiye’de çağdaş sanat sanırım son 15 senedir daha fazla kabul görmektedir. İlk duyulmaya başlandığı 90'ların sonu ile 2000'lerin başında, ilgili sanat severler tarafından sıkça savunulmak durumunda kalmıştır. Çağımızın değişmesiyle birlikte gelen, sanat anlayışımızın değişmesi, dünyadaki örneklerinin artması ile ufuklar bir nebze daha genişleyerek bu savunma durumu eskisine oranla azalmıştır. Fakat yine de küçümsenmenin önüne geçilememektedir. Belki duruma aşağıdaki şekilde bakmayı deneyebilirsek fikrimiz değişebilir.
Picasso’ya Monet’ye bakıp, "bu da sanat mı" demek en çok gelen eleştirilerden. Sanırım bu zemini oluşturan şey sanata bakış açısının’yetenek ‘ üzerinden olması. Çağdaş sanat içinse ‘herkes sanatçıdır’ ve eserden çok sanatçının düşüncesi ve eylemi ön plandadır. Resim ve heykel gibi sanat yapma biçimlerinden farklı olarak çağımızın getirdiği malzemeleri de kullanarak video sanatı, enstalasyon, performans öğelerini içerir. Aslında karşılaştırılan öğeler o kadar farklıdır ki bu sebeple çağdaş sanata klasikleşmiş yöntemle bakmak bize fayda sağlayan, aydınlatan bir eleştri değildir. Bu elma ile armutu kıyaslamaktan farksızdır.
Bildiğiniz gibi sanat akımları siyasal olaylar, bilimsel ve teknolojik gelişmeler, sosyal olaylar , yönetim şekilleri gibi birçok unsurdan etkilenmekte ve bulunduğu dönemi yansıtmaktadır. Örneğin 17. yüzyılda Avrupa’da doğan Barok akımı , Rönesans’tan çok farklı hatta ona karşıt olarak ortaya çıkmıştır. Bu değişim kabul olmasaydı Barok’tan da bahsetmek mümkün olmazdı. Çağdaş sanat, sanat anlayışımızın güncellenmesi için belki de bize yol göstermekte. Sanat izleyicilerine daha yararlı rehberlik etmek için Deleuze’un fark felsefesi bize bu konuda yardımcı olacaktır. Çağdaş Sanat’a bakarken diğer sanat akımları ile iyi ve kötü yönde kıyaslama, yargılama yerine ‘farklarına ve tekilliğine’ odaklanmak bizlere daha yardımcı olacaktır.