Bir Türk Afrika'da kaybolursa ne olur?

Şimdiye kadar onlarca farklı kültür ve türde Afrika temalı film izledim. İçinde “Tanrılar çıldırmış olmalı” gibi mizahi unsurlar içeren filmler de vardı korku ve gerilim türünde filmler de. Mesela en son Afrikada kaybolma vakası ile ilgili izlediğim film “green İnferno – Yeşil Cehennem” adlı filmdi ve neredeyse tüm film kahramanları ormandaki ilkel kabile tarafından “yiyecek” muamelesi görüyordu. Aralarında muhtemelen Recep gibi iri yarı biri olmadığı için hepsi türlü şekillerde kabilenin mutfağıyla tanıştı.

Şimdi bu soru da nereden aklına geldi diyenler olabilir, birkaç gün önce Recep İvedik’in yeni macerasını sinemada izleme imkanım oldu. Salondan çıkarken aklıma ise tek bir şey takıldı: “bir Türk Afrika'da kaybolursa başına ne gelir?”

Bu soru zihnimi kurcalarken aklıma nedense 2009 yılı yapımı ve başrollerinde Peker Açıkalın, Önder Açıkbaş gibi isimlerin oynadığı “Türkler Çıldırmış Olmalı” adlı film geldi. Yazmasam olmaz, şimdi okuyunca siz de hak verecek ve Afrika için Türklerin potansiyel tehlike olabileceğine kanaat getireceksiniz. Filmi hatırlayanlara vardır , hatırlamayanlar için de kısa bir spoiler verelim, filmde teknesiyle dünya turuna çıkan Türkiye'nin en zengin ve ünlü Türk işadamını kaçıran Somalili korsanlara karşı Türkiye’den gönderilen özel ekibin maceraları anlatılıyor ve kahramanların Afrikada başlarına gelen olaylar mizahi bir dille bize aktarılıyordu.

Peker Açıkalın bir afrikalı kabile tarafından esir ediliyor, kabiledeki bir Türk şamanın sayesinde kabile reisi oluyordu. Tabii, reis olabilmek için de bazı ritüelleri yapması isteniyordu. Bunların arasında ateş üzerinde yürümek gibi farklı ritüeller vardı. Kahramanlarımız bir gorille yakın ilişkiler kuruyor, hacetini giderirken yılan ısırıyor, başlarına olmadık şeyler geliyor ve son olarak da tüm kabileye kolbastı öğretip kurtuluyorlardı.

Peki bizim Recep'in Afrika'da başına neler geliyor?

Arkadaşı ile kayboluyor, muzip bir gorille yakın ilişki kuruyor, bir kabileye sığınıyor, orada taptıkları toteme benzediği için kabile lideri oluyor, ateşte yürüyor ve son olarak da kültürümüzden bir müzikle Afrika'ya veda ediyor. Küfürdü, argoydu falan oralara girmeyeceğim, çünkü Recep'in tarzı bu. Yani, onun filmine giderken karşılacağınız tepkiler ve bunlara karşı söyleyebilecekleri şeyler az çok belli. Film çıkmadan önce ortaya atılan ve senaryonun Trabzonlu bir senaristten çalıntı olduğu iddaalarına hiç girmiyorum bile. Amacım filmi karalamak yada bir kuyuya taş atmak değil. Emeğe ve gişeye giderek onu sahiplenen izleyiciye saygım sonsuz.

Benim aklıma takılan soru ;

“Bir Türk Afrika'da kaybolursa başına ne gelir?”