Antonio Banderas'ın 'Cannes'lı ödüle kavuşması şart mıydı?
Avrupa sinemasının en prestijli ödüllerinden Cannes'ı geride bıraktık. Güney Koreli yönetmen Bong Joon-ho'nun 'Parasite' filmiyle Altın Palmiye kazandığı bu yılki ödül töreninin en büyük sürprizlerinden biri ise Antonio Banderas'tı...
Antonio Banderas, 90'ların en meşhur aktörlerinden biriydi. Bir nesil onu 'Zorro' filmiyle tanıdı, sevdi. Sadece İspanya ve Avrupa değil, dünya çapında tanınan, sevilen bir aktör olmayı başardı Banderas. Yakışıklılığıyla, gişe filmlerindeki akılda kalıcı rolleriyle hafızalarımıza kazınan Banderas, artık 58 yaşında. Yani, kariyerinin 'ikinci bahar'ını yaşıyor. Ve artık o da Cannes'dan ödül kazanan, prestijli bir aktör!
Almodovar'ın yeni filminde başrolde
Bu yıl 72'ncisi düzenlenen Cannes Film Festivali'ne katılan yapımları henüz hiçbirimiz izlemedik. Tüm dünya ile beraber bizler de yavaş yavaş ödüle kavuşan filmleri izleme şansı yakalayacağız. İşte o merak edilen filmlerden biri de, dünyaca ünlü İspanyol yönetmen Pedro Almodovar'ın 'Douleur et gloire', İngilizce adıyla 'Pain and Glory' adlı yapımı. Bu filmde başrol oynayan Banderas, performansıyla Cannes'ın jürisini etkilemeyi başardı ve 'En İyi Erkek Oyuncu' ödülünü kazandı.
Her yiğidin harcı değil
Banderas'ın yıllar sonra Cannes gibi belki Oscar'dan bile daha prestijli bir törenden 'aktörlük' ödülü kazanması enteresan bir detay. Bu saatten sonra kimse Banderas'ı hafife alamaz, oyunculuğunu küçümseyemez. Tıpkı Altın Portakal kazanan Yeşim Salkım gibi ya da Oscar kazanan Sandra Bullock gibi bir isim artık o. Aktörlüğü -geç de olsa- tescillendi. "Banderas ne ya, gişe filmlerinde oynayan vasat bir aktör" diyemez kimse. Koskoca Cannes'dan ödül kazanmak her yiğidin harcı değil sonuçta.
Hafife alınıyordu
Dahası da var... Antonio Banderas gibi aktörlüğü azımsanamayacak kadar büyük bir kitle tarafından 'vasat' bulunan bir oyuncunun, 'Cannes'lı bir ödüle kavuşması şarttı. Aşırı popüler isimlerin oyunculuklarıyla da başarılı olduklarını kanıtlamaya ihtiyaçları var açıkçası. Sandra Bullock, Oscar kazanmadan önce "90'ların romantik komedi oyuncusu" diye hafife alınıyordu, Oscar kazandıktan sonra ise adeta badem gözlü oldu! Bu gerçeği kabullenmek gerekiyor. Popüler olanların dikkate alınması için -ne yazık ki- prestijli ödül kazanmaları şart... Acı ama gerçek!
Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Cannes'da Altın Palmiye kazanan 11 unutulmaz film
- Quentin Tarantino Cannes'da: Yeni filme ilk eleştiriler pozitif!
- Nuri Bilge Ceylan eşittir Cannes mı?