2019 Booker Ödülü'nü Elif Şafak kazanır mı?
Edebiyat dünyasının en prestijli ödüllerinden Booker Ödülü'nün uzun listesinden sonra kısa listesi de açıklandı. Bu yıl bize güzel bir sürpriz var. Elif Şafak'ın geçtiğimiz günlerde Türkçede de yayımlanan 'On Dakika Otuz Sekiz Saniye' romanı önce 13 adaydan biri oldu, sonra da ilk 6'ya kalmayı başardı. Peki 2019 Booker Ödülü'nü Elif Şafak kazanır mı?
2017'de Uluslararası Booker jürisindeydi
Yıllardır 'Man Booker' olarak bildiğimiz ödülün adı artık sadece 'Booker'... Çağdaş dünya edebiyatını takip eden, bilhassa da Birleşik Krallık veya İrlanda'da yayınlanan eserleri özellikle merak eden okuyucular için oldukça heyecan verici. Romanlarını epey uzun bir zamandır İngilizce yazan Elif Şafak, 2017 Uluslararası Booker Ödülü'nü belirleyen jüri arasında da yer almıştı. Yani tamamen Türkiye'den baktığımızda Şafak'ın Booker Ödülü'nü kazanması hiç de şaşırtıcı tınlamaz.
Saunders'ın 'Arafta'sı ödülü hak eden bir romandı
Üstelik Booker ya da Uluslararası Booker Ödülü'nde bir kitabın ya da yazarın popüler olması, o ödülü kazanmasının önünde bir engel de teşkil etmiyor. Hatırlayın, 2017'de Booker Ödülü adayları arasında Paul Auster, Arundhati Roy, Zadie Smith gibi çağdaş dünya edebiyatını takip edenler için oldukça popüler yazarlar vardı. Kazanan, 'Arafta' ile Abraham Lincoln üzerinden deneysel bir romana imzatan öykücü George Saunders olmuştu. Kitap, Türkçede yayımlandığında ne kadar ödüllük olduğunu da anlamıştık.
Margaret Atwood'dan Salman Rushdie'ye
Elif Şafak'ın yer aldığı listede 'Damızlık Kızın Öyküsü'nün yazarı Margaret Atwood'un 'devam kitabı' da var, birçoklarının en favori yazarlarından biri olan koskoca Salman Rushdie de. Bu isimler haricinde Türkiye'de sevilerek okunan Jeanette Winterson, Deborah Levy ve Valeria Luiselli'nin yeni kitapları da listede kendine yer bulmuş durumda... Kazanana dair bir tahminde bulunmak zor. Yazarlar iddialı. Kitapları Türkçeye çevrildikçe okuyabileceğiz.
'Çok kültürlülük' vurgusu sayesinde...
Ama bu tarz edebiyat ödüllerinde 'uzun liste' ya da 'kısa liste'ye dahil olmanın zaten başlı başına bir başarı olduğunu düşünüyorum. Tam da bu yüzden konuyu "Elif Şafak Booker Ödülü'nü kazanır mı?" çerçevesinden çıkartmak gerekiyor. Kitaplarını İngilizce yazan bir romancı olan Elif Şafak, İngilizce edebiyatın ödüllendirildiği Booker'da yeni romanıyla adaylık kazanması gayet önemli bir başarı, elbette Türkiye adına da sevindirici. Ancak daha önemli olan, Elif Şafak gibi 'çok kültürlülük' vurgusu yapan, çok sesliliğe önem veren bir yazarımız sayesinde çağdaş Türk edebiyatının da küresel çapta keşfedilme ihtimalinin doğması.
Arafta olmayı seçmesi yüzünden eleştiriler boşa gidiyor
Bu noktada Elif Şafak herhangi bir 'temsilci' değil ya da böyle bir sorumluluğu yok elbette. Hatta şahsi fikrim, onu Türk edebiyatına dahil etmenin o kadar da doğru bir sonuç vermediği yönünde. Onu Türk edebiyatı diye sınırladığımızda fazla Batılı buluyoruz. Batı'dan bakıldığında ise o bir Türk yazar. Arafta olmayı, kalmayı seçen ve seven bir isim Şafak. Bu yüzden de ona yönelik eleştirilerin çoğunun boşa gittiğini düşünüyorum.
Bireysel, ulusal ve küresel...
Ancak, Booker Ödülü'nü Elif Şafak'ın kazanması, özellikle Batı dünyasında 'çok kültürlülüğe' verilen önemden ötürü Türk yazarların cesaretlenmesi, Batı'nın da çağdaş Türk edebiyatını daha çok takip etmesi anlamına geliyor bence. Belki de Batı'daki Türk edebiyatı algısı bu yolla çok daha çeşitlenebilir. Ya da bizim Batı'ya karşı bakış açımız da "Batı tarafından ödüllendirilen yazarlar da bizim canımızdır, ciğerimizdir"e evrilebilir. Bu yüzden Elif Şafak'ın -şimdilik 'uzun/kısa liste'yle sınırlı olan- başarısını hem bireysel hem ulusal hem de küresel açıdan olumlu değerlendirmeli, mühim olan şeyin 'yazının gücü' olduğunu hatırlamalıyız...