Geri Dön
Roger Waters: Müziğe yön veren efsane

Roger Waters: Müziğe yön veren efsane

20. yüzyıl iki büyük dünya savaşının yanı sıra bunun gibi onlarca drama, yeni akıma ve insanlığın daha önce yaşamadığı kadar değişime tanıklık etti. Devrimlerin, toplumsal kırılmaların yaşandığı bu çağda elbette müzik de yerinde saymadı. O müziği değiştiren, dönüştüren isimlerden biri de Roger Waters...

İhsan Dindar
İhsan Dindar

1943 yılı İkinci Dünya Savaşı tüm yıkıcılığıyla devam ediyordu. Bir zamanlar üzerinde güneşin batmadığı imparatorluğun semalarında Alman uçaklarının bıraktığı bombalar masum insanların ölümüne neden oluyordu. Roger Waters böyle bir dönemde dünyaya geldi. Babası Eric Fletcher Waters, Roger onu daha tanıyamayacak yaştayken 2. Dünya Savaşı'nda hayatını kaybetti. Bu yokluk Roger Waters'ın hayatının her alanına sirayet edecekti...

Haberin Devamı

Savaş sonrası doğum sancısı yaşayan Avrupa kendisine bundan sonra asla savaşmayacak bir düzen arayışındayken bir yandan da haliyle yepyeni bir jenerasyon da yetişiyordu. Ki bu jenerasyon yakında 1968'in Mayıs ayında önce Paris'te ve hatta Prag'da daha sonra pek çok yerde hem yaşadıkları yerleri hem de dünyayı değiştireceklerdi. Üstelik bunu yaparken yanlarında Roger Waters'ın da üyesi olduğu Pink Floyd şarkıları da olacaktı.

Syd Barrett tarafından kurulan Pink Floyd, İngiltere'de değişen müzik kültürünün öncülerinden biri olmayı başarmış daha ilk yıllarında BBC ekranlarına çıkabilmiş bir topluluk olarak dikkat çekiyordu. Ancak Syd Barrett'in içine girdiği duygusal yıkım ve gruptan ayrılması Pink Floyd için yeni bir başlangıcın da habercisiydi. Artık grubun liderleri Roger Waters ve topluluğa nispeten yeni katılmış olan David Gilmour olacaktı.

Haberin Devamı

Roger Waters: Müziğe yön veren efsane

The Final Cut, Dark Side of the Moon, Wish You Were Here, Animals ve en nihayetinde bir 20. yüzyıl başyapıtı olarak anılan The Wall Roger Waters, David Gilmour, Rick Wright ve Nick Mason'ın birlikteliğin bir sonucu olarak İngiltere'yi, Avrupa'yı ve en nihayetinde dünyayı derinden etkiledi. Müziğe felsefe katan bu grubun şarkıları savaş sonrası dünyaya gelen ve üzerinde bu yıkımın izlerini taşıyan jenerasyonun sesi haline geldi.

Bu açıdan The Wall bir zirve oldu ama aynı zamanda da bir son anlamına geldi. Roger Waters ve David Gilmour arasındaki anlaşmazlık sonucunda grup büyük bir kırılma daha yaşadı. Roger Waters artık grupta olmayacaktı. Bugüne kadar felsefi şarkı sözleriyle gruba büyük katkı sağlayan David Gilmour ile birlikte vokal olarak da öne çıkan Roger Waters bundan sonra solo projelere yöneldi. Öte yandan da hukuki bir takım süreçlerin akabinde Pink Floyd da yoluna Roger Water olmadan devam etti. Elbette bu süreçte grubu sevenler de iki ayrıldı. Hangisi haklıydı?

Uzun yıllar süren bu ayrılık ve hatta dargınlık Bob Geldof'un öncülüğünde 2005'te gerçekleştirilen Live 8 konserinde grubun çeyrek asrın ardından yeniden aynı sahneyi paylaşmasıyla yerini daha barışçıl bir havaya bıraktı. 2 Temmuz akşamı Hyde Park'ı dolduran Londralılar bir efsaneyi yeniden bir arada görmenin saadetini yaşadı. Bu sürecin öncesinde bir röportajda konuşan Roger Waters, kendisinin ayrılışının ardından Pink Floyd'un en Pink Floydvari şarkısı olarak High Hopes ve içinde bulunduğu The Division Bell albümünü işaret etmişti.

Haberin Devamı

Roger Waters: Müziğe yön veren efsane

Roger Waters ve David Gilmour'un liderliğindeki Pink Floyd daha sonraları da aynı sahneyi paylaştı. Ancak Rick Wright'ın hayatının kaybetmesiyle grubun o esas kadrosunun birlikteliği de sona ermiş oldu.

Roger Waters bugün hala dünyanın pek çok yerinde The Wall konserlerine devam ediyor. Başta nükleer silahlar ve savaş karşıtlığı olmak üzere çok sayıda toplumsal olayda dünyanın en etkili insanlarından biri olarak çeşitli kampanyaların parçası oluyor. 20. yüzyılı değiştiren müzisyenlerden biri olan bu özel insanın İstanbul'da da iki kere konser verdiğini hatırlatayım. Sonuncusu 4 Ağustos 2013'te yine bir The Wall turnesi kapsamında İTÜ Stadyumu'nda gerçekleşen konser, İstanbul tarihinde de özel bir yeri olacak.

Haberin Devamı

Gönül isterdi ki ne Roger Waters Pink Floyd'tan ayrılsın ne de bu efsane sona ersin.

ihsan.dindar@milliyet.com.tr

Benzer İçerikler