Pablo Picasso: 20'nci yüzyılın en önemli ressamı
Kübizmin kurucu isimlerinden olan, sanatıyla dünyaya çok şey katmış ve katmaya devam eden Picasso'nun hayatına ve hayatlarımıza bambaşka bir renk ve bakış açısı katan sanatına Molatik oluyoruz...
Resime yeteneği çocukluktan belliydi
İspanya’nın Malaga kentinde, Jose Ruiz Blasco ile Maria Picasso Lopez’in oğlu olarak 25 Ekim 1881’de, yaratıcı bir ailede dünyaya gelen Pablo Ruiz Picasso, tüm zamanların en ünlü sanatçılarından biri. Pablo Picasso’nun yaşamının ilk on yılı doğduğu şehir Malaga’da rahat bir şekilde geçti. 1890 yılından sonra aile ekonomik sıkıntılar çekmiş ve 1891 yılında La Coruna’ya taşındılar. Pablo Picasso ve ailesinin Malaga’da geçirdikleri hareketli, kalabalık ve neşeli günlerinin yerini durgun, yalnızlık çeken, melankolik hayatı aldı. Aile, 1985 yılında ise Barcelona’da yaşamaya başladı. Pablo Picasso’nun ilk eğitim hayatı da La Coruna’da babasının çalıştığı San Telmo Güzel Sanatlar Okulu'nun üst katında bulunan La Guarda Enstitüsü’nde başladı. Ancak hiperaktif bir çocuk olan Picasso, derslerine olan dikkat eksikliği nedeniyle çoğu zaman okula gitmek istemedi.
Resim sanatına olan yeteneği küçük bir çocukken bile fark edilen Picasso, sanat hakkındaki ilk bilgilerini aynı zamanda bir ressam olan babası Jose Ruiz Blasco’dan öğrendi. 1892 yılında enstitüdeki eğitimi dışında babasının okulunda da resim dersleri almaya başlayan Picasso, babasının eserlerini dikkatle inceleyerek ilk sanatsal çalışmalarını yapmaya başladı. Ailenin Barcelona’ya taşınmasının ardından aynı zamanda babasının da görev yaptığı La Llotja Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenimine devam eden Picasso, eğitimini yarıda bırakarak arkadaşı Josep Cardona Santiago’nun kullandığı küçük odaya ortak olarak atölye çalışmalarına başladı. Kübizm akımının kurucusu olan dünyaca ünlü sanatçı, uzun yaşamı boyunca eserleriyle modern sanata yeni bir vizyon kazandırdı.
Aynı zamanda çok iyi bir heykeltraştı
Pablo Picasso’nun sanat hayatı çok küçük yaşlarda başladı. Genç Picasso henüz 16 yaşındayken, 1897 yılında gerçekçi bir resim anlayışıyla yaptığı ünlü tablosu 'Bilim ve Merhamet' ile Madrid’deki Ulusal Güzel Sanatlar Sergisi’nde 'Onur Ödülü' aldı. Ünlü bir ressam olmanın yanı sıra, heykel, seramik ve tiyatro tasarımları da yapan Picasso, 1900 yılında Els Quatre Gats’da ilk kişisel sergisini açtı. Aynı yıl Dünya Fuarı’nı görmek için Paris’e gitti. Louvre Müze’sinde gerçekleşen sergiye 'Ultimos Momentos-Son Anlar' adlı tablosu ile katıldı.
Picasso’nun aynı zamanda çok iyi bir heykeltıraş olduğu özellikle 1950’lerden sonra düzenlenen sergilerle anlaşılmıştır. 1906 yılında yaptığı 'Fernande’nin Başı' heykeli en güzel çalışmalarından biri. Picasso, sanatının erken dönemleri diyebileceğimiz 1901-1904 yılları arasında yaşadığı maddi zorluklar ve arkadaşı Casagemas’ın intiharı nedeniyle sıkıntılı günler yaşadı. Bu dönemde mavi rengin ağırlıklı olduğu daha melankolik eserler yapan Picasso, arkadaşının ölümünün ardından 'La Cebaza de Casagemas' (Casagemas’ın Başı), 'Muerto de Casagemas' (Casagemas’ın Ölümü), ve 'Enttierro de Casagemas' (Casagemas’ın Gömülüşü) adlı eserleri yaptı.
8 Nisan 1973'te...
Picasso, Paris’te yaşadığı dönemde birçok 'Harlequin' (cambaz) figürleri resmetmişti. Artık melankolik eserlerinin yerini daha canlı renklerin hakim olduğu anıtsal olmaktan uzak doğal yapılar almıştı. Bu dönem eserlerinden biri de 'Muchacho con Pipa' (Pipolu Genç Çocuk)’dır. Eserlerinde artık akrobat ve cambazların kendisini tatmin etmediği için sanatına yeni bir yön vermesi gerektiğini düşünen Picasso’nun klasik Mısır sanatına yöneldiği görülmekteydi.
Başarılarla dolu bir hayat yaşayan, dünyadaki bir çok sanatçıya ilham olmuş ve ilham olmaya devam eden ünlü sanatçı, 8 Nisan 1973’te hayata gözlerini yummuştur.
Fazilet.Senol@milliyet.com.tr
twitter.com/SenolFazilet
instagram.com/SenolFazilet