Geri Dön
Marius Jacob: Arsen Lüpen karakterinin altında yatan gerçek bir anarşist

Marius Jacob: Arsen Lüpen karakterinin altında yatan gerçek bir anarşist

Maurice Leblanc'ın Arsen Lüpen karakterini yaratmasında esin kaynağı olan Fransız anarşist ve hırsız olan Marius Jacob’ın hayatı oldukça enteresan. İnsanlara karşı keskin bir mizah anlayışı taşıyan Marius Jacob'un hayatına gelin Molatik olalım...

Kurabiye Canavarı
Kurabiye Canavarı

11 yaşında gemilerde çalışmaya başladı

Haberin Devamı

Marius Jacob, 1879 yılında bir liman kenti olan Marsilya’da dünya geldi. Henüz 11 yaşındayken çalışma sertifikasını alan Jacob, yaşadığı kentin koşulları nedeniyle gemilerde çalışmaya başladı. 16 yaşında denizde geçirdiği kaza ve fırtınalı okyanusların onu sürekli hasta etmesi sebebiyle gemilerdeki işini bıraktı.

1896’da Fransa’ya dönen Jacob, matbaada dizgicilik işine başladığı sırada Kropotkin’in anarşist fikirleriyle tanıştı. Anarşistlerin düzenlediği toplantılara katılarak onlarla iletişim kurdu. Ravachol gibi birçok anarşistin eylemleri, aynı tarihlerde anarşistlerle tanışık olan Jacob’u da etkilemişti.

Milliyet

Deli numarası yaptı

Aynı dönemdeki sosyalistler, yasal yollarla seçilip parlamentoya girmek istiyordu ve Jacob, bu duruma karşı olarak ilk eylemini, seçim sandıklarının muhafaza edildiği binada, sandıklara bomba yerleştirip patlatarak gerçekleştirdi.

Haberin Devamı

Bu eylemi sebebiyle 6 ay hapis yatan Jacob, hapishaneden çıktığında fikirleri daha da netleşti ve çıkar çıkmaz zenginlerin evlerine girerek soygunlar yapmaya başladı. Çaldıklarını anarşistlerin sendikalarına, dergilerine ve matbaalarına veriyordu. Bir hırsızlık sırasında yakalanmasının ardından deli taklidi yapan Jacob, hapishane yerine deliler hastanesine gönderildi ve sonrasında buradan kaçtı.

'Gece İşçileri Çetesi'

1900-1903 yılları arasında Jacob, 2-3 kişilik gruplar oluşturup birçok eve girerek hırsızlık yapmaya başladı. Seçtikleri evlerin hepsinin ortak bir özelliği vardı. Hepsi patronlar, hâkimler, askerler ve din adamlarının evleriydi. Bu evleri soymayı bir eylem olarak görüyordu ve soyduğu evlerin duvarlarına 'Gece İşçileri Çetesi' imzası atıyordu.

3 senede 160’a yakın ev ve kilise soygunu gerçekleştirdikleri halde kimse bu çeteyi yakalayamamıştı. Hiç kimse bu çetede kimlerin olduğunu da bilmiyordu, tek bilinen işçi olduklarıydı.

Milliyet

İlk defa bir soygunu yarıda bıraktı…

Marius Jacob, bir keresinde bir evden hiçbir şey almadan çıktı ve bu hareketiyle aslında ilk defa bir soygunu yarım bıraktı. Daha sonradan Jacob’a olayı sorduklarında evin, roman yazarı Pierre Loti’ye ait olduğunu anlayınca evi soymaktan vazgeçtiğini söylemiştir.

Haberin Devamı

Yıllarca Şeytan Adası’nda kaldı

Yakalandıktan sonra 20 yıl hapse mahkum edilerek Şeytan Adası’na gönderilen Jacob, defalarca adadan kaçma girişiminde bulunduğu için 9 yılını tek kişilik hücrede geçirdi. 1927 yılında serbest bırakıldıktan sonra Fransa’ya geri döndü. Şeytan Adası’nda yıllarını geçirdikten sonra 1954’de hayatını kaybetti.

Benzer İçerikler