
Karl Popper: Yakın tarihte bir değerli filozof
Sir Karl Popper dünyaca ünlü bir filozof... Düşünceleriyle birçok insanı etkileyen ve ortaya koyduğu eserlerde her zaman yeni bir tartışma ortamı yaratan Karl Popper’ın hayatına gelin Molatik olalım...
Naziler'in Avusturya işgaliyle birlikte göç etmek zorunda kaldı
Karl Popper, 1918-1928 yılları arasında Viyana Üniversitesi’nde öğrenim gördü. Aynı dönemde, 20 yaşındayken, Viyanalı usta Adalbert Pösch’ten marangozluk eğitimi de aldı ve 1924’te kalfa oldu. 1928 yılında dil kuramcısı Karl Bühler’in danışmanlığında doktorasını verdi. Naziler’in Avusturya’yı işgalinden önce, 1937’de, Yeni Zelanda’ya taşındı ve Canterbury University College’da doçent oldu.
Kraliçe II. Elizabeth tarafından kendisine 'Sir' unvanı verildi
1945’te İngiliz vatandaşlığına geçti. 1946’da İngiltere’ye giderek, London School of Economics and Political Science’ta mantık ve bilimsel yöntem profesörü olarak çalıştı.1961’de Tübingen’deki bir toplantıda, Theodor W. Adorno’yla “olguculuk tartışması”na (Positivismusstreit) girişti. 1965 yılında Kraliçe II. Elizabeth tarafından kendisine “Sir” unvanı verildi.
1969’da London School of Economics and Political Science’tan emekli oldu. Bu tarihten sonra, çeşitli üniversitelerde konuk profesör olarak dersler vermeyi sürdürdü, birçok ödüle layık görüldü ve çalışmalarını daha çok kitaplarının yazımında yoğunlaştırdı. 17 Eylül 1994’te Londra’da hayatını kaybetti Karl Popper.
Eğer bir kuram yanlışlanabilir ise bilimseldir...
Popper’in felsefesi ise temel anlamlılık ve bilimsellik ölçütü olarak kullanılan doğrulama kuramının yadsınmasına dayanır. Popper bilimi bilim olmayandan ayırırken doğrulanabilirliğin ilke olamayacağını ileri sürer. Çünkü genellik taşıyan bilimsel önermeler bütün gerçekleri kapsayamaz. Bu soruna çözüm olarak “yanlışlanabilirlik” (falsifiability) ilkesini geliştirmiştir.
Ona göre bilimselliğin ayırıcı özelliği yanlışlanabilir olmasıdır. Bir başka deyişle bütün sistemler zorunlu bir sınamadan geçirilmeli ve sonunda nispeten elverişli sistem belirlenmelidir. Yani ona göre bilimsel bulgu tümevarımla elde edilemez. Çünkü bilimin işlevi edilgin bir izleyicilik değildir. Ortaya atılan varsayımların bilimsel olması için kimi olasılıkları dışarıda bırakması beklenir. Bunu yapamayanlar yalancı bilim ya da mitos olarak nitelendirilir.
Popper’a göre hangi kuram olursa olsun belli koşullarda deneysel destek bulmak mümkündür. Bu yüzden bilimselliğin ölçütü deneysel olarak desteklenmek olmamalıdır. Esasen yapılması gereken kuramın hangi koşullarda yanlışlanabilir olduğunu tespit etmektir. Eğer bir kuram yanlışlanabilir ise bilimseldir.