Türk pop müziğinin yeni trendi: Hakaret ve beddua
90’larda başarıdan başarıya koşan Türk pop müziğinde, son birkaç yıldır beddua ve dinlerken içimizi bayıltan sözler moda odu.
İçimizi açan şarkı sözlerine arada denk gelsek de, atarlı giderli şarkıların bu aralar ucu kaçtı. Bir furya olunca ve bu furya da tutunca, işin matematiği bu şekilde işliyor diye düşünülerek gittikçe daha da kötü sözlerin yer aldığı, dinlerken insanın içinden aniden “Eh yeter be, bu ne böyle!” diye isyan çıkartıp, radyoyu kapattıran, tahammül sınırlarını zorlayan zamanlara doğru ilerledik.
Başlarda eski sevgiliye gönderme yapan şarkılar dinlemek içimizi soğutsa da, "Ettiğin kötü söz, döner dolaşır seni bulur evladım’ tavrından da kopamıyoruz maalesef.
Dik durmak, yalan söylememek, her şeye eyvallah dememenin son hali “Mutlu olma benden sonra”, “Gün yüzü görme”, “Yerle bir ol sen inşallah”, “Allah seni kahretsin, bana gelen sana gelsin” ise, teşekkür ederim üstü kalsın, ben almayayım.
Halbuki “Hatalarına bir nilüfer” de verebilirsiniz. “İşte gidiyorum, bir şey demeden” deyip de gidebilirsiniz. Dünyanızı alt üst ettiyse “Yazımı kışa çevirdin” de diyebilirsiniz. Tıpkı eski şarkılarda, türkülerde ve Türkçe popta olduğu gibi, espirili, komik, azıcık ucundan dokunduran, yeri geldiğinde de aşkın en güzel, en tutkulu halini yaşatan, içerisinde iyi temennilerin olduğu şarkıları duymak ve dinlemek istiyoruz artık.
'Arkadaşım Eşek' şarkısını dinleyemiyorken, içerisinde bolca beddua ve art niyetin olduğu şarkıları dinlemenin ironik olduğu bir müzik dilimi içerisinden geçiyoruz. Mustafa Sandallar’ın, Emel Sayınlar’ın, Neşet Ertaşlar’ın, Kenan Doğulular’ın ve adını sayamadığımız, ancak şarkıların ve türkülerin en güzel zamanları olan günleri gittikçe daha da çok özlemeye başladık.
Yazıyı sonlandırırken, Neşet Ertaş’ı saygı ve rahmetle anarak, kalpte olan güzel duyguların, dile daha fazla vurduğu şarkılarda buluşmak dileğiyle…