Teoman'ın 'Koyu Antoloji'sinin yıldızı 'Güzel Bir Gün'
Teoman yeni albümü 'Koyu Antoloji'yi yayınladı. Birçoklarına sürpriz olan albümle ilgili söylememiz gereken ilk şey, yepyeni şarkılardan oluşmadığı. Teoman, best of tadında eski şarkılarını farklı düzenlemelerle tekrardan söylediği, oldukça iri bir albümle karşımızda. Albümü dinlemeye başladıkça aklınıza birkaç soru takılıyor...
Öncelikle, Teoman'ın fikri çok başarılı, uygulaması da gayet doğru.
Teoman, şarkıcıdan ziyade anlatıcı rolüyle karşımızda.
Son dönemde Teoman'ın vokali konusunda çeşitli eleştiriler gelmişti, işte tam da bu noktada Teoman'ın birbirinden iyi eski şarkılarına 'anlatıcı'lık yapması yerinde olmuş.
Albümün adı olan 'Koyu Antoloji'nin hakkını veren şarkılar, en 'koyu'sundan bir vokal.
Karşımızda, yılların pasını, kirini bizimle konuşan, bizimle sohbet eden bir Teoman var.
Albümün ilk klibi 'En Güzel Hikayem'den 'Tuzak'a gelmiş.
Doğru bir seçim olabilir, ancak bu albümün en iyisi, 'Güzel Bir Gün'.
Anlatıcılıksa anlatıcılık, düzenlemeyse düzenleme.
En önemlisi de 'Güzel Bir Gün', son 1 dakikası itibariyle tam anlamıyla film tadında bir şarkıya dönüşmüş.
Ki 'Güzel Bir Gün'ün çıkış şarkısı olduğu 'En Güzel Hikayem'e adını veren ve Şebnem Ferah'ın da eşlik ettiği şarkıda da benzer bir sinema filmi tadı almıştık.
Ancak 'Güzel Bir Gün' fena halde sollamış durumda.
Teoman'ın bugüne kadar söylediği en 'film tadında'ki şarkısına dönüşmüş.
Son 1 dakikası, yani outro'su ise Morrissey'in 'Let Me Kiss You' ile çok net kapışır.
'Koyu Antoloji'de birçok iddialı şarkı olsa da, 'konsept albüm'lüğüyle daha çok ön plana çıkıyor.
Yani şarkıların birçoğu gayet iyi olmuş ancak 'Güzel Bir Gün' dışında ciddi anlamda sıyrılan bir 'versiyon' yok; onun yerine 'koyu antoloji' başlığının hakkının verilmesi var; "Konsept albüm böyle yapılır"ın cevabı var.
Teoman'ın, bana göre en kişisel albümü olduğunu düşündüğüm 2004 tarihli 'En Güzel Hikayem' albümünün 14 yıl sonra gelen 'koyulaşmış' hali var.
Teoman'ın en güzel hikayesi giderek koyulaşıyor; Teoman artık bize derdini, tasasını en koyusundan anlatıyor.
Onun gibi nevi şahsına münhasır bir adamın, bir müzisyenin de zaten çoktan bu yolu seçmiş olması gerekiyordu.
Mutluyuz, devamını bekliyoruz...