Teoman'ın 17 plağı: Hem genç hem olgun
Teoman'ın Universal Music etiketiyle plak formatında yayımlanan Onyedi albümü, "Ne güzel zamanlardı be" duygusunu besliyor. Plak deneyiminin yaşattığı tüm güzellikler, albümle birlikte kendini daha da çok hissettiriyor. Ne günlerdi yahu...
Plak, müzik sektörünün yeni kahramanı. Bu kahraman, fiziksel albüm satışlarını tekrar konuşmaya başlamamıza neden olmakla kalmadı, yeniden müzik dinlemek için bir alet satın almamıza da önayak oldu. Plak dinlemek, 'pratik' görünmese de keyifli bir iş. Müzik deneyimini 'sıkıştırılmış' bir aktivite olmaktan, özen gösterilmesi ve dikkatli olunması gereken bir sürece evriltiyor tekrar.
Şimdilerde bir yandan geçmişte yayımlanmış albümleri, bir yandan da yeni albümleri plak formatında görüyoruz. Bu güzel ve önemli gelişmenin kazandırdıklarından biri de Teoman'ın 17 albümünün plak formatında basılması oldu. Yahu, bu ne kadar güzel bir gelişmedir! 17, Türk rock müziğinde klasikleşmiş bir albüm ve an itibariyle bildiğimiz tüm müzik dinleme formatlarında dinlenebilir durumda: Streaming, plak, CD ve kaset...
Plak elime geçtiği an, albümün çıktığı yıla geri döndüm. 8 yaşındaydım, Teoman dinlemek için çok erkendi. Fakat Teoman, bizim neslin de bizden önceki neslin de büyümesinde büyük pay sahibi oldu. 8 yaşımda çat-pat anlaşabildiğim 17 albümü, 27 yaşıma geldiğimde hala şuralarda bir yerde hayatıma eşlik ediyor. Bu yüzden plak olarak tekrar kazandırılması önemli zaten. O albümdeki en az bir şarkı, ülke gençliğinin hayatına dokundu.
Albüm, plak formatında hazırlanırken orijinaline sadık kalınmış. Kartonet, birebir bizi büyüten 17 kartoneti. Booklet'in bir yüzü albüm posterini, bir yüzü şarkı sözlerini içeriyor. Ses kalitesi, CD veya streaming'in sağladığı ses kalitesinden çok daha iyi. Plağı pikaba yerleştirip bir tur döndürmeye başladığınız ilk an hissediyorsunuz bunu. 'Paramparça'nın Teoman'ındaki öfke sabit, albüm o şarkıyla açılıyor. Daha sonra, külliyatında her zaman kendine ayrıksı bir yer edinmiş tüm şarkılar peş peşe geliyor. A yüzü bittiğinde, bir saniye beklemeden B yüzüne döndürmek için kalkıyorsunuz yerinizden. Gözünüz kapalı bir güven bu, B yüzünde de kusur bulunmayan bir albüme duyulan samimi bir güven, yerinizden kalktığınıza değiyor bu nedenle.
Plak formatında özellikle bas tınıları daha iyi duyuyoruz sanki. Bunu en iyi fark ettiğim şarkı da bas yürüyüşüyle kalpleri fetheden 'Zamparanın Ölümü'ydü. Dinlemesi kolay olsa da hazmetmesi kolay olmayan ve yüzünüze pat diye aklından geçenleri söyleyen Teoman şarkıları, peş peşe evin salonunu doldururken arkanıza yaslanıp öylece kalakalıyorsunuz. Sıkıştırılmış, otobüse-minibüse-metrobüse-bilgisayar başına sığdırılmış müzik dinleme deneyiminizi evin salonuna taşıyorsunuz nihayetinde. Bunun tadını çıkartmamak imkansız. Berrak tınılarla Teoman'ı 'şurada oturur gibi' dinliyorsunuz. Yahu, kolay değil; biz bu albümle 19 yıl geçirmişiz neredeyse. Bir 19 yıl daha geçireceğimiz ise çok net. Plak formatında hayatımıza girmesini öyle ufak tefek bir "Aaa, iyi olmuş" ile karşılayamayız ki...
Şebnem Ferah'lı 'İki Yabancı' artık daha acıtıcı, "Her güzel şey bitermiş" cümlesiyle 'Sürpriz' yine lezzetli yemeklerle donanmış bir sofrada oturup sohbet etmek gibi hissettiriyor, klasikleşen 'Uykusuz Her Gece' dünyanın en ciddi ve cevaplanması en zor sorusunu nakaratın sonunda yine önünüzdeki sehpaya bırakıp kaçıyor...
Tertemiz sesi, ince ince planlanmış ve 'kendiliğini' kaybetmemiş kartonet tasarımı, efsaneleşmiş şarkılarıyla 17 plağı, bir tam tur döndürmekle içinden çıkılamayacak ve tekrar tekrar kendini hatırlatacak bir deneyime dönüşmüş. Plak dinleyicisiyseniz bu albümü kaçırmayın. Teoman dinleyicisiyseniz çoktan edinmişsinizdir zaten. iyi dinlemeler.