Geri Dön
Teoman nevrozunun zindanlarında, bizler cinnetin kıyılarında

Teoman nevrozunun zindanlarında, bizler cinnetin kıyılarında

'Şehirli rock'ın bayrak temsilcilerinden Teoman, çeyrek asırlık solo müzik kariyerinin son albümü 'Ben, Zargana, Deus Ex Machina'nın ilk single'ını yayınladı. 'Nevrozumun Zindanı' adını taşıyan son Teo albümünün ilk single'ı, 7 dakikalık süresi ve fazlasıyla deneyselliğiyle en sıkı Teoman dinleyicileri için bile bir sabır testine dönüşüyor...

Mayk Şişman
Mayk Şişman

Çocukluğunu 90'larda geçirmiş herkes sanat müziğinden halk müziğine, protest müzikten arabesk ve fantazisine pek çok müzik türünden çılgınlar gibi üretimlere tanıklık etti. Büyük plak şirketleri, özel radyolar, müzik kanalları derken 90'ların sonuna gelindiğinde artık Türkçe üretimde her telden çalabiliyor, her kanaldan dineyebiliyor ve keşfedebiliyorduk. Böylesine çok renkli, çeşitli bir üretim yelpazesinde elbette 'şehirli ya da anadolu rock'a da artık iyiden iyiye aşina olmuştu dinleyici. 90'larda sektörel bazda iyiden iyiye genişleyen ve temelleri sağlam bir zemine oturan müzik dünyasında 'şehirli rock' kategorisinde ise ekmeğini, suyunu, papatyasını alıp da gelen Teoman ise adeta öncü konumdaydı. Kendi sözünü, kendi bestesini ama daha da önemlisi kendi söylemini milyonlarla buluşturan Teoman, yalnızca bir müzisyen olmanın çok daha ötesinde tavır ve biçim olarak da büyük bir patlama yapan pop hegemonyası içinde rock üretimlerinin de yolunu açtı. Özlem Tekin, Şebnem Ferah, Kargo ve Athena'yla devamı gelen 'şehirli alternatif/rock' işler 1998'e vardığımızda '40 yıllık popçular' bile tıpkı Sibel Tüzün gibi 1 gecede rock'çı olup "Hayat buysa ben yokum bu yolda!" resti çekebiliyor, rock ve alternatif üretimler gün geçtikçe daha da çeşitleniyordu. Heavy metalden Pentagram, drum n bass'tan Ayşe ile oldukça farklı işlerin yolu açılmış ve Milenyum sonrasında artık ana akımın göbeğine yerleşen Mor ve Ötesi ile Duman gibi gruplarla her ne kadar şu anda üzerinde ölü toprağı olsa da rock müzik Türkiye'de artık her açıdan oturmuş, benimsenmiş, kabullenmiş bir türe dönüştü. Teoman ise bu yolun en başından beri bize eşlik eden, çoğunlukla pop dinleyicisine de hitap edebilen ancak her daim söylemleriyle, stiliyle ülkenin gerçek bir erkek rockstar'ına dönüştü. Bir Teoman daha kolay gelir mi bilinmez ama bugünlerde 'nevrozunun zindanları'ndan bize -onun iddiasına göre- son kez seslenen Teoman, çeyrek asır önce başladığı solo kariyerinde belki de ilk defa bu kadar hesapsız, kitapsız. Ancak en başından beri onu takip eden dinleyiciler böylesine yüzde yüz gerçekliğe gerçekten hazır mı, orası az biraz soru işareti elbette.

Haberin Devamı

Teoman nevrozunun zindanlarında, bizler cinnetin kıyılarında

O nevrozun zindanlarında, bizler cinnetin kıyılarında

2024'ün Nisan ayında -Teo'nun iddiasına göre- son kez bir Teoman albümü yayınlanacak ve bu albümün adı 'Ben, Zargana, Deus Ex Machina' adını taşıyacak. 'Nevrozumun Zindanı' ise bu son Teo albümünün çıkış şarkısı olarak geçtiğimiz günlerde bizlerle buluştu. Son albümünün ticari bir albüm değil alternatif bir iş olacağını açık açık önden duyuran Teoman, şarkı yazarlığına artık son vereceğini, son albümüne yakışır bir işle diskografisini sona erdireceğini bizlerle paylaşmış. Söz konusu Teoman olduğunda espriyle karışık onun bugüne kadar "Bıraktım" dediği ancak bir türlü bırakmadığı şeyler üzerine tatlı bir Molatik geyiği yapmıştık yıllar önce. Teoman'ın bırakıp tekrar başlamaları yıllardır arkadaşlar arasında dahi tatlı bir espriye dönüşmüşken onun bu kez oldukça kararlı bir şekilde "Bakın, son kez diyorum!" demesi bile ne kadar ikna edici, o kısım tabii muamma biraz. Ama yine de eğer Teoman "Bu albümü farklı bir kulakla dinleyin" diyorsa ve açılışı 7 dakikalık 'Nevrozumun Zindanı'yla yapıyorsa, e tabii ki kayıtsız kalmak imkânsız. Fakat ne kadar iyi niyetli çabalar içinde olsak da ve Teoman'ın yıllardır içinden gelen müziği bu kez, en sonunda yaptığına şahitlik etsek de 'Nevrozumun Zindanı' rahatlıkla, kolaylıkla dinlenebilir bir biçimde değil. Vokallerinden sözlerine, deneyselliğinden "Bu alternatif bir iş" etiketine karşılaştığımız şey elbette ticari bir doneden uzaklıkta. Dolayısıyla 'Nevrozumun Zindanı'na 'sistemsel' bir yerden bakmamak, onu farklı bir kulakla dinlemek gerekiyor. Ancak dinleyicinin şarkıya 'pozitif ayrımcı' yaklaşması bile maalesef 'Nevrozumun Zindanı'nı bizler için 'çekilebilir bir 7 dakika' olmaya yetmiyor. Teoman, yapmak istediği müziği yapıp özgürleştikçe müziğimize renk katıyor belki ama bunu yaparken bizleri de ne yazık ki bir hayli cinnetin kıyılarına sürüklüyor.

Haberin Devamı

Teoman nevrozunun zindanlarında, bizler cinnetin kıyılarında

Belki de artık 'son kez' dememeli

Bir müzisyenin kalbinden, akciğerinden ve bilhassa karaciğerinden kopup gelen bir şarkı bunca yıllık 'akıl süzgeci'ne şartlanmışlığımızı aşma konusunda elbette kaydadeğer olsa da söz konusu deneysellik olduğunda dahi bir akıcılık gerekiyor. Halbuki 'Nevrozumun Zindanı' birçok açıdan "Beni dinlemeyin" dedirtecek donelere sahip. Teoman'a bir hayli tuhaf kaçan gözlükler ve 30 saniyelik Twitter tanıtımlarında "Teoman acaba cinnet mi getiriyor?" dedirten kamera hareketleri ya da single kapağındaki gereksiz 'Hey, kim var orada?!' gibi detaylar şarkının videosuna etkileyicilik değil az biraz komiklik katıyor maalesef. Ofansif mizah yapmayı seven Z kuşağı dinleyicilerinin eline geçen bu malzemeler koskoca Teo'muzun haddinden fazla hafife alınmasına sebep oluyor. Elbette savunduğumuz değerler arasında 'özgür sanat' da olsa da bir noktada tutarlılık da önem arz ettiği için Teoman'ın istese yine aynı deneysel ve renkli tatta ama çok daha sağlam bir 'kombin' yapacağını düşünüyoruz. Moda gözüyle baktığımızda Teoman, daha önceki stilinin dışına çıkması gayet sevindirici olsa da bu yeni hal, göze ya da kulağa hitap etmekten fazlasıyla uzak. Teoman'ın üzerindeki 'nevroz' kıyafeti farklı, ilgi uyandırıcı ama bu onun başarılı olduğunu kanıtlamıyor maalesef. Yalnızca farklı. Halbuki geçmişte hem farklı hem de ilgi uyandırıcı olabilmiş bir Teo, hem kendisiyle çelişmeden hem de fark yaratarak ve özgürlüğünü ilan ederek herkese sağlam bir veda yapabilirdi. Teoman'ın "Bak bu son" ısrarıyla giderek karaciğerden bizlere seslenmesi şaşırtıcı olmasa da onun şarkılarıyla büyüyen bizler için bu 'son adımlar' çok da sarsmıyor. Bu kadar sağlam bir diskografinin son parçasının ilk halkası olacak bir iş değil 'Nevrozumun Zindanı'. Son albüm 'Ben, Zargana, Deus Ex Machina' yayınlandığında gelmiş geçmiş en iyi 20 Teoman şarkısını seçmeye başladığımızda birçoğumuzun ilk 30'una bile dahil olacak bir şarkı değil 'Nevrozumun Zindanı'. Teoman'a 'En Güzel Hikâyem'le, 'Güzel Bir Gün'le, hatta 'Papatya'yla bile 'veda' edilebilir ama nevroz, zindan, cinnet? Hayır. Belki de Teoman artık 'son kez' dememeli ve onun algıda seçici olduğu/olmayı seçtiği/beslendiği/tıkandığı 'son' meselesini üretime yansıtmak konusunda acele etmemeli. Teoman müziğe veda edecekse ve bir albüm kaydedecekse, o albümün ilk single'ı 'Nevrozumun Zindanı' olmamalı...

Haberin Devamı

 

twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
can.sisman@milliyet.com.tr

Benzer İçerikler