Geri Dön
Sibel Can'ın 'Karakol'u kalbe nüfuz ediyor, Z kuşağına duyurulur!

Sibel Can'ın 'Karakol'u kalbe nüfuz ediyor, Z kuşağına duyurulur!

'Hayat' albümünden sonrası 'Adı Elveda Olsun' ve 'Bize Kaldı' ile karşımıza çıkan Sibel Can ilkbaharın ortasında sonbahar kokan şarkısı 'Karakol'la herkese ters köşe yaptı. Bir Sıla Gençoğlu & Umut Yaşar Sarıkaya ortaklığı olan 'Karakol' güçlü nakaratı ve kalbe nüfuz eden sözleriyle Sibel Can klasikleri arasındaki yerini henüz 15 gün içinde almayı başardı bile...

Mayk Şişman
Mayk Şişman

Pandemi döneminde elini taşın altına koyan şarkıcılardan biri de Sibel Can'dı. Aşıların akıbetini bilemediğimiz o karamsar 2020 ilkbaharının yazında 'Hayat' adını verdiği albümünü dinleyicilerle buluşturan Sibel Can, yenilenmiş, sadeleşmiş, şıklaşmış müzik stili ve imajıyla birçoklarımıza "Ooo" dedirtmişti. 'En Büyük Aşkım' ve 'Hayat' gibi şarkılar ön plana çıksa da albümün gerçek yıldızı, gizli hit'i 'Bil Diye Söylüyorum' adeta Sibel Can'ın 2020'lerde de rüzgâr gibi eseceğinin sinyallerini vermişti. Moda programlarından öğrendiğimiz kadarıyla kombin yaparken neye dikkat etmemiz gerektiğini artık rahat 10 yıldır biliyoruz. Kendi stilimizden şaşmadan, büyük risklere girmeden farklı tatlar verebilmek mühim, değil mi? Artık bunu çok iyi biliyoruz. İşte aynısı müzik için de geçerli, sosyal medya yönetimi, imaj, tavır, duruş vs. aklınıza gelecek her şey için geçerli. Hem istikrarı sürdüreceksiniz hem de bir yandan ufak dokunuşlarla maksimal bir temasta bulunacaksınız. 90'lardaki arabesk ya da fantezi müzikten giderek sıyrılan Sibel Can, tıpkı Ebru Gündeş gibi daha pop sularda uzun bir zamandır. Ama burada önemli olan Sibel Can gibi tüm Türkiye'nin tanıdığı bir markanın hem kendisine yakışanı yapması hem de genç, güncel ve trend kalması. 'Hayat' albümüyle başlayan süreçte 'Adı Elveda Olsun' ve 'Bize Kaldı' bu noktada umut veren sempatik işlerdi. Ansızın çıkagelen 'Karakol' ise oldukça sağlam bir gol olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Haberin Devamı

Sibel Canın Karakolu kalbe nüfuz ediyor, Z kuşağına duyurulur

Nakaratındaki o satır siyah abiye üzerine takılan oksit renk broş tadında

'Karakol' bir Sıla Gençoğlu ve Umut Yaşar Sarıkaya şarkısı. Son dönemde kafa kafaya veren Gençoğlu ve Sarıkaya ikilisi birçok iyi şarkıya imza attı. 'Karanfil', 'Velhasıl' ve özellikle de henüz yeterince ön plana çıkartılmayarak adeta bir suç işlenilen 'Sek' bu ortaklıkların en iyi şarkıları arasında. Sibel Can'ın 'Karakol'una imza atan Gençoğlu ve Sarıkaya bu şarkıda ise bambaşka bir şey yapmayı başarmış. 'Karakol' tipik bir Sibel Can şarkısı gibi tınlasa da aslında çok daha büyük meziyetlere sahip. 90'lar sonu 2000'ler başında ülkece topyekun 'Güz Gülleri' arabeskliğimizi, 'Depresyondayım' melankolimizi hatırlatan 'Karakol' özellikle de sözleriyle kalbe nüfuz ediyor. Son dönemin en güçlü, en akılda kalan nakaratlarından birine ev sahipliği yapan 'Karakol'daki "Ben çırak aydınlığa, karanlık ustam olur" sözü gerçekten duvarlara grafiti şeklinde yazılacak kadar güçlü. Kalem sanatının en olmazsa olmazı kontrastlık Gençoğlu ve Sarıkaya sayesinde bir kez daha karşımıza çıkıyor. 'Karakol' güçlü bir şarkı. Nakaratının akılda kalıcılığı ve özellikle sözlerinin berraklığı, şairaneliği Sibel Can'ın güçlü ve karakteristik vokaliyle muazzam uyumlu. "Sibel Can'dan böyle şarkılar duymalıyız işte!" dememek çok zor şarkıyı ilk dinlediğimizde. Çünkü Sibel Can bu şarkıda tam da kendine en çok yakışanı üstelik de pop sularındaki iki isimde buluyor. Dost meclisinde bir araya gelmenin, herkesin herkesle kesişim kümesi olduğunu hatırlamanın tam da zamanı işte şimdi. 'Karakol', pop masasından iki isimle Sibel Can'ı bir araya getiriyor, aynı histe buluşturuyor. Üstelik 'Karakol'da Sibel Can ekstra bir efor sarf etmeden, riske girmeden şık ve sağlam bir gol atıyor. Pop, arabesk hatta rock ya da rap dinleyicisinin bile en melankolik anında ağzına bir parmak bal çalıyor. Nakaratındaki karanlığı alt eden ve tabiat gereği edecek olan aydınlık kısmı ise 'Moda canım, moda, moda' ağzıyla konuştuğumuzda şık bir 'imza parça' oluyor. Simsiyah bir abiyenin üzerine bir oksit renk bir broş takılmış ve o broş mesela asırlardır aslında bizimle. Tam da böyle bir his veriyor işte 'Karakol'.

Haberin Devamı

Sibel Canın Karakolu kalbe nüfuz ediyor, Z kuşağına duyurulur

Haberin Devamı

Gelin canlar, Sibel Can'lar, ustalar, üstatlar bir olalım!

Gürsel Çelik'in aranjör koltuğunda oturduğu 'Karakol'a klarnetiyle eşlik eden Hüsnü Şenlendirici de "Nefesine sağlık" dedirtiyor. Akustik şarkılara hasret kalmamızın ötesinde daha farklı bir şey var. O da his olarak teknolojinin getirdiği ve ne yazık ki gerektirdiği şekillerde konuşamadığımız şeyler oluyor. Birbirimize bu kadar yakın olup da bu kadar uzak olabilmemizin yarattığı "Dokunma, sadece izle!" durumlarından bir ürün, bir meyve çıkartamıyoruz ya ben en çok buna üzülüyorum. 'Karakol'da 90'lar sıcaklığı var. Değiyor sözler. 2000'ler başında bütün ülke ağzını açmadan mırıldanarak bakkala ekmek almaya giderken -yaşandı kardeşim, onu da yaşadık küçükken- 'Güz Gülleri' mırıldanıyorduk. Göksel 'Depresyondayım' diyerek bozuk paraları üst üste koyduğunda, buzdolabını açıp üç gün önceden kalma pasta dilimine parmakla daldığında "Bu şafaktan sonra ben mi sileyim makyajımı?" diyerek oturduğumuz yataktan tuvalete giden o kısacık yolun metre hesabına düşüyorduk. "Temas ediyordu" diyorum. "O 90'lar şarkıları aslında hiçbir şey yapmasalar da muhakkak bir şeyleri dönüştürüyorlardı hayatımızda" diyorum. İşte 'Karakol'da tam olarak bu his var. Doğru ve daha da önemlisi kalpten bir şarkı. Sibel Can'ın ilk bir hafta itibarıyla "Şarkımın gücüne güveniyorum" diyerek sessiz sedasız ve şu devirde fazla cool bir şekilde şarkıyı bırakıp adeta kaçması hoş bir tavır değil elbette. Kırıcı hatta. Trap esintili rap şarkılarından sıkılan çocuklar da dinlesin Sibel Can'ın 'Karakol'unu ya, ne münasebet. "Bunca bombardıman arasında farkımız tarzımız, suskunluğum asaletimden" kısmında, safhasında değiliz henüz. Dengeyi bulmamız gerekiyor. Bu yüzden üretmeli, üretirken de sistemin gerektirdiğine uyumlu olarak bunu yapmak gerekiyor. Çünkü terazi halen daha fazlasıyla elektronik müziğe kayık durumda. Önce dengeyi bulalım ki ondan sonra cool'luğumuzu konuşturalım. Yunanistan'da laika müziği 2021 yazının affedersiniz göbeğinde Konstantinos Argiros tarafından 'Paraskevi Proi' şarkısıyla modernize edilip adeta Murat Boz'un 'Harbi Güzel'i gibi bangır bangır Ayvalık'tan bile duyuluyorsa, evet, arabeskimize, halk müziğimize, sanat müziğimize de bir iddia, bir trendlik katalım. Biz ki synthpop aşıkları, biz ki dubstep sevdalıları, biz ki "Drum n bass dedin mi orada bir dur'can karşim" repliklerinin ustaları-çırakları diyor üstelik bunları. Gelin canlar, Sibel Can'lar, ustalar, üstatlar bir olalım, bir! Müziğimizi renklendirelim, çeşitlendirelim, her telden şarkıyı her dinleyici kitlesiyle en can alıcı şekilde buluşturalım, sevdirelim... 2000'lerde ergen olanlar rock'ın cool olduğunu düşünürdü. 2010'larda ise gençlik için cool olan rap oldu. Halbuki Y kuşağının erken temsilcileri şunun çok iyi farkında: Asıl cool olan bütünleşmek! Sibel Can istese 'Karakol'u Z kuşağına bile çizgisini bozmadan buluşturabilir. Pandemi döneminde 'Hayat'ı seçen bir Sibel Can biraz daha temas etmeli. Çünkü hiçbir şey yapmasa dahi 'Karakol'u kalplere değiyor zaten. Devamı gelsin, gelmeli, elbet gelir, onda gram şüphe yok.

Haberin Devamı

 

twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
can.sisman@milliyet.com.tr

Benzer İçerikler