Geri Dön
Şebnem Paker'in Eurovision itirafında ne saklı?

Şebnem Paker'in Eurovision itirafında ne saklı?

Şebnem Paker, 1997 yılında Eurovision Şarkı Yarışması'na katılmış ve üçüncü olarak tüm Türkiye'nin kalbini fethetmişti. 'Dinle' şarkısını unutmak imkânsız. Yıllar sonra Eurovision itirafında bulunmuş. Peki Şebnem Paker'in Eurovision itirafında ne saklı?

Mayk Şişman
Mayk Şişman

'Dinle' hepimizin kalbini fethetmişti

Eurovision Şarkı Yarışması'nda "Yine mi sonlardayız?" dediğimiz zamanlardı. Kimimiz çocuk, kimimiz yetişkindi. Yılda bir kez büyük bir heyecanla televizyon karşısına geçip heyecanla yarışmayı izliyorduk. Hep sonlardaydık. Umudumuz vardı. Bir gün elbet biz de ilk 3'e girecektik. Sabırla, heyecanla, tutkuyla Eurovision'u izlemeye devam ediyorduk. Derken yıl 97 oldu. Şebnem Paker, daha ilk saniyede dinleyiciyi ele geçiren 'Dinle' şarkısını söyledi Eurovision'da. Herkeste bir heyecan. Müthiş bir mücadele sonucunda o zamana kadarki en iyi derecemize kavuştuk. Şebnem Paker 'Dinle'yle üçüncü oldu.

Albümden sonrası gelmedi...

Ve sonra ortalıktan kayboldu! Paker, yıllar sonra Eurovision itirafında bulunmuş. "Müzik sektörü çok hırçın, paranın pulun hakim olduğu çalkantılı bir sektör. 'Dinle’nin kendi kendine, hiçbir destek almadan, sadece dinleyicilerin kendi arzularıyla takip etmeleriyle bunca yıla rağmen unutulmaması beni çok, çok mutlu ediyor. Müziğin sihirli gücü böyle bir şey" demiş. 1997'de daha önce Eurovision'da söylediği 'Beşinci Mevsim' ya da 'Sus' gibi şarkıların da olduğu bir albüm yayınlamıştı Paker. Ama ticari anlamda beklentileri karşılayamamış ve bir daha da albüm yayınlamamıştı. Paker'in müzik öğretmenliği yaptığını okuduk sonra. Başka da bir haber alamamıştık ondan.

Şebnem Pakerin Eurovision itirafında ne saklı

Demek ki sevgisi gerçekmiş...

Paker'in 23 yıl sonra Eurovision'a ve kendi müzik kariyerine dair itirafta bulunması çok önemli. Yıllardır ondan böyle bir itiraf bekliyordum. 'Dinle' gibi bir başarıdan sonra nasıl olur da vazgeçti Paker, aklım almıyordu. Onun gibi muazzam bir ses neden popülerliği elinin tersiyle itti, hırslanmadı, anlamak güç geliyordu. Müzik sevgisini öğretmenlik yaparak taşırıyor kendinden. Müziğin bir sektör olması ve bu parada korkunç hırsların olmasını elbette o da biliyordu. Belli ki içindeki müzik sevgisi o kadar naifti ki kirletmek istemiyordu parayla, pulla. İnsanın sevdiği işi yaparak para kazanması çok büyük bir lüks. Şarkıcılar çok büyük avantaj yaşıyor bu konuda. Ama şöhret yolculuğuna Şebnem Paker gibi "Hayır!" diyebilme cesaretini kaç kişi gösterebiliyor? Kaç kişi "Müzik sektörü benlik değil" diye düşünüp vazgeçebiliyor, karşı geliyor, içindeki sevgiyi daha az kişinin bileceği şekilde sunmayı seçebiliyor? Demek ki Paker'in içindeki müzik sevgisi o kadar gerçekmiş ki para ve şöhrete "Hayır!" diyebilmiş...

twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
can.sisman@milliyet.com.tr

Benzer İçerikler