Müzik dünyasında nasıl bir nisan yaşıyoruz?
Müzik dünyasının bu yıl formunda olduğunu daha önce Molatik’te yazmıştım. Nisan ayı itibarıyla yeni albümlerin de çıktığını ve yeni şarkıların kulaklara tahminimizden de hızlı aktığını gözlemliyoruz. Her cuma günü bayram ediyor, yeni şarkıların hangi birini nasıl bir düzende dinleyelim diye deviniyoruz. Çorak geçen yıllarımıza selam edip, önümüze bakalım.
Prensip bu: Ne dinlediğinize de ne yaptığınıza da başkalarını pek karıştırmayın ve yolunuza bakın.
Yalnızca ne istiyorsanız onu dinleyerek gökyüzüne çıkın.
Kepler’e kadar yolumuz var.
"Aaa şarkıya bak!" (Ama hangi şarkıya?)
Türkçe rap biz daha “Aa şarkıya bak” diye eşe dosta feveran etmeden kendini güncellemeye devam ediyor. Çok uzun zamandır hemen her stream servisinin listesinde Türkçe rap örnekleri görüyoruz. Ben Fero, çıktığı günden itibaren Ezhel’in yıllardır değişmeyen tahtını Spotify'da sarstı mesela. "Biladerim İçin" halen Spotify Türkiye En İyi 50'de zirvede. Ve Ezhel, büyük bir alçakgönüllükle Ben Fero’ya bayrağı teslim ettiğini sosyal medya hesaplarında duyurmuştu, biliyorsunuz. Ki "Felaket" single'ı aynı listede zirve ortağı... İşte bir kısım müzik yazarları arasında bir türlü göremediğimiz ve büyük ihtimalle de göremeyeceğimiz dayanışmayı, o gün Ezhel yumruk gibi çaktı gözümüze.
Aslında çok basit bir şeydi, değil mi? Barış yani… Ego ve kibirden arınmanın en temiz örneklerinden birini gördük. Kesinlikle görmeye de devam etmeliyiz.
Görmek önemli.
Bir zamanlar Türkiye'de müzik dergiciliği varken...
Bir zamanlar canımız Blue Jean müzik dergisinin en arka sayfasında “rakçılar” ve “repçiler”in bitmeyen polemiğini okurken de aynı şeyi düşünürdüm: Niye?
Yıllar sonra, yani bir zamanlar Türkiye’de müzik dergiciliği varken hayata geçirdiğimiz Billboard Türkiye’de bunu asla yapmamayı şiar edinmiştik. Gereksiz polemiğe girmekten mümkün olduğu kadar kaçarak, sadece müziği dinlemiş ve yazmıştık… Rolling Stone Türkiye, Billboard Türkiye ve en sonunda Blue Jean’in de yayın hayatlarına vedasının ardından aynı tuhaf duyguya düşmüştük: “Neden böyle olmasına izin verdik?”
Hoşçakal, Türkiye’de müzik dergiciliği… İçimiz buruktu. Keşke hepimiz ayakta kalabilseydik. Birlikte her şey daha güzeldi. Neticede hepimizi bu yolda öyle ya da böyle birleştiren tek bir şey vardı: Müzik.
Bu noktada, “Hadi Billboard, ben Fero Kingo” diyen Ben Fero’ya tekrar selam olsun.
İzmir'de ne dinleniyor? Radyolar ne çalıyor?
Yağmurun hiç eksik olmadığı Ege yöremizden bildiriyorum: Kim ne dinliyor?
Geçtiğimiz hafta iş ve eş dost ziyareti nedeni ile İzmir Urla’da ikamet ederken, radyoların Ufuk Beydemir’in “Ay Tenli Kadın”ına nasıl demir attığını Urla’ya yol alan otobüste dinledim. İzmir rock dünyasının nabzı zaten memleketin temel taşı olan rock barlarda yaşamaya devam ediyor. Yuvalanmakta hiç beis görmediğim rock dünyasında bugün, derseniz… Evet; İzmir Ufuk Beydemir diyor. Ufuk da cevaben “Bir gözüm İzmir’de o zaman” diyor. Ufuk şu gitarı daha da konuştursun da görelim.
Gitar demişken, bu işlerin erbabı sevgili arkadaşım Doruk Okuyucu’nun “Nefes Nefese” albümü de çıktı ve haftaya dijitalde yayınlanıyor imiş... Kaçmaz.
İzmir deyince Yener Çevik demeden olmaz. Çevik’in son dönem işlerinden en iyisi bana kalırsa “Etraf”. “Şu Instagram bi' çökse gerisi kayıp” sözünün yer aldığı şarkı yayınlandıktan sonra Instagram’ın siber saldırıda çökmesi de kozmik bir şaka mı dersiniz, karma mı dersiniz bilemiyorum. Çok güldük. Neticede Instagram’ı hayatımızın merkezine koymak gibi enteresan davranışlar içine girdiğimizde acilen suratımıza soğuk su çarpmalı ve bu anlamsızlıktan iyi bir şarkı dinleyerek çıkmalıyız.
Çıkışlara inanın. (Bkz Foals, Exits)
Haydi Norm Ender!
Yener Çevik’in “Nasihat Beat”leri kulaklarımıza bayrağını dikerken, bir diğer İzmir rap kafası olan canımız ciğerimiz Ender’in yeni işlerini de heyecanla beklediğimizin altını çizelim. Norm Ender’in 2017’nin ortasına bomba gibi bıraktığı “Aura” albümü sonrasında bu yılı boş geçeceğini sanmıyor, hayranları olarak bizi buralarda konsersiz bırakmamasını diliyorum. "Haydi Norm Ender" yazan bir kafa bandıyla kendisini bir an önce canlı izlemeyi de temenni ediyorum (kendime).
Daha ne kadar evim olarak kalacağını tam olarak kestiremediğim Kadıköy’de ise yaptığım temaslarda basket oynayan canım komşularım “Gençler ne dinleniyor, aloooooo?” gibi sorularım karşısında bana “Abla Şehinşah dinliyoruz biz” şeklinde bir reaksiyon vermişti. İstanbul Trip zaten “Kural Ne Bilmiyorum” ile beni basket sahasında bir “zalım çöküşü”ne mahkum etmişti. “Bu zalımlıq kader değil” diyerek kalktığımda ise Karaköy-Kadıköy hattı kadar Üsküdar-Batı Berlin minibüs hattını da ne kadar özlediğimi fark ettim. Sokağa kulak verin.
Galdıramıyom golları: Angara 'Muaf'tan sonra ne yapacak?
Gelelim rap dünyasının merkezi olduğu kadar arzın da merkezi olan başkent Ankara’ya. Ezhel uzun zamandır çalışıyor ve yeni şarkılarının hiçbirinde boş yok, tamam. Ancak bu alanda Ankara’dan çıkan en muazzam albümün şu ana kadar Aga B’nin “Muaf”ı olduğunu da söylemeden geçmeyelim. 'Kamufle düeti “Sırıtcaklar, Sırıt” ve Ezhel işbirliği “3500” bir nedir?' diyor, sözü Aga B şarkılarını dövme olarak yaptırmaya karar veren dostlara bırakıyorum. (Ben ‘keke’ yazdıracağım, sanırım…) Aga B’nin hemen hiçbir şarkısında tırışka bir durum söz konusu değil, her bir söz kendinden zaman ayarlı bir bomba. Hangisini daha çok sevdiğime albüm çıktığından bugüne inanın (veya inanmayın) karar verebilmiş değilim.
Öyleyse “Muaf” şu ana kadar 2019’un en iyi yerli albümü olabilir mi? Bakalım... Aga B’yi dinlemeyen kalmadı herhalde, değil mi?
Son noktada 2019’da şu ana kadar bize nefes aldıran; önemsiz ayrıntılar ve geçmişin anlamsız izlerini -çok şükür- artık feda ettiğimizi hatırlatan her bir yeni iyi şarkıya selamlar olsun. Eypio’nun muhteşem “Vur Vur” şarkısı neden sansürlendi, diye sormam şart: Neden?
Son olarak güzel bir gelişme: Sev Beni'ye klip geliyor
Low key’in yetenekli adresi Hedonutopia’nın en sevdiğimiz şarkısı “Sev Beni”ye mayıs sonunda klip geliyor. Bundan daha güzel bir doğum günü hediyesi olabilir mi? Gördüğünüz gibi yine kendime pay çıkardım.
Bence herkes, dinlediği her şarkıdan sonra “Eee ne yaptım, umarım anlamsız bir şey yaptıysam bir daha yapmam” ana fikrinde düşünerek Instagram’ın çetin yollarından mümkün olduğunca uzaklaşır. Mecburen içindeyseniz de aklınızı kullanın, kara bir delik gibi oralarda çok da vakit kaybetmeyin.
Ve müziğin sınırsız evreninde kendimize iyi bir koltuk bulup, ayakta duralım.
Neticede, gerçekler acı ama müzik tatlıdır.
Ama bazen de değildir.
İyi bir şarkı sizi ayakta tutar, zıplatır, sahneye kadar da hoplatır.
Herkese müzikli ve bol konserli bir nisan ayı olsun…
Kulaklarınız dert görmesin.
Sebla Koçan
sebla.kocan@gmail.com