'Bubblegum pop' tekrar popüler olsa tüm sorunlar biter
Kulağımıza hoş gelen bir şarkı güzeldir, kötüyse de kötüdür. Müzik dinlemek son derece bireysel bir olay ve dolayısıyla 'Yılın En...'leri kadar, en azından teorik açıdan, anlamsız bir kıyaslama olamaz. Elbette müzik ödülleri düzenlenmeli, çünkü işin eğlence kısmı da mühim. 'Sanat yarıştırılamaz'lara katılmıyorum. En havalı insanlar bile Oscar filmlerini fazla matematiksel bulsalar bile Akademi Ödülleri'ni takip etmiyorlar mı? Gelin 90'ların sonundaki 'bubblegum pop' fırtınasına Molatik olalım...
90'ların sonunu hatırlayın.
Britney Spears'ın henüz "It's Britney, b****" demediği, masum masum, "Liseli vardı ya ah o liseli!" cümlesine görsel olabilecek o dönemi.
Ya da Eiffel 65'ın "I'm Blue (Da Ba Dee)"sini.
Hadi hepsini geçin, Danimarkalı 'sana göre laylaylom galiba sevmeler' kategorisinden Aqua grubu ve meşhur şarkıları 'Barbie Girl'...
Bu şarkılar, yayınlandıkları dönemlerde çılgınlar gibi popüler oldu ve popülerliklerinin zirvesindeyken de çılgınca eleştirildi.
'Bubblegum pop' veya 'Europop' dedikleri türdeki Eiffel 65 ve Aqua'nın yaptığı müzik, ergenlik çağındaki gençlere yönelik üretilen pop müzik tarzıydı.
Çocukçaydı, basit, tekerleme, ezberden söyleme, sabun köpüğü tadında, fazlasıyla enerjik ve gereksizce mutlu...
90'ların sonunda son bi' kez daha salladı ortalığı ve epeydir ortalıkta bubblegum şarkıları duymadık.
Japonya'da halen daha popüler olsa da dünya çapındaki popülerliği her geçen gün giderek de azalıyor.
Ergen olan ünlüler, ya da ergen demeyip altyapıdan yetişen şarkıcılara baktığınızda, mesela Selena Gomez, mesela Justin Bieber; onlarda hep bi' "Büyüklere oynama" durumu var.
Ben şu anda açıp Justin Bieber dinleyebiliyorum.
Ama dinlememem lazım.
Justin Bieber'ın bana göre daha çocuksu işler yapması lazım.
Aqua ya da Eiffel 65 grubu, ben çocukken bile benim şimdiki yaşımdan daha yaşlılardı ve ciddi ciddi bubblegum pop yapıyorlardı.
"Yalandan da olsa gülelim, enerjik olalım" demiyorum ama hayat zaten başlı başına zorken, ilkokul 5'e giden çocuk da 'bubblegum' evresinden geçsin, ondan sonra sorgulamaya başlasın hayatı.
Ergenliklerinde tatlıdan serte geçmeyip direkt serte geçen bireylerin açıkçası 50'lerine geldiklerinde saçmasapan bir şekilde tatlılaştıklarını görüyorum.
O hiç olmuyor!
Hayatın bir akışı var.
Çocukken çocuk, ergenken ergen, ihtiyarken de ihtiyar olmak gerekiyor.
İşte o zaman bütün sorunlar çözülür, benden söylemesi...