Hasan Ali Toptaş'ın kadınlardan özür dilemesi yeterli olacak mı?
Geçtiğimiz günlerde Hasan Ali Toptaş, Bora Abdo ve Hüseyin Kıran gibi isimler hakkındaki taciz tweetleri, Türkiye'nin gündemine oturdu. Bütün bu gelişmelerin ardından Hasan Ali Toptaş, kadınlardan özür diledi. Peki Hasan Ali Toptaş'ın kadınlardan özür dilemesi yeterli olacak mı? Gelin Molatik olalım...
Hasan Ali Toptaş ile sınırlı kalmadı
Twitter üzerinden yapılan bir açıklama sonucunda ünlü yazar Hasan Ali Toptaş hakkındaki taciz tweetleri adeta Türkiye’nin konuştuğu bir durum haline geldi ve bu durum Hasan Ali Toptaş ile de sınırlı kalmadı ve başka yazarların yapmış olduğu tacizleri de ortaya çıkardı.
Everet Yayınları Toptaş ile, İletişim Yayınları Abdo ile yollarını ayırdı
Her şey ilk olarak Twitter'da ''LeylaSalinger'' adlı kullanıcının bir alıntı tweeti ve sonrasında başka bir kullanıcıya verdiği cevapla başladı. Sonrasında Pelin Buzluk’un paylaşımıyla daha da etki uyandıran bir duruma evrildi. Ardından başka yazarların tacizleriyle ilgili tweetler atılmaya başlandı ve Yazar Aslı Tohumcu, yazar Bora Abdo'nun taciziyle karşı karşıya kaldığını belirtti. Bir süre sonra da yazarlar Mevsim Yenice ve Ezgi Polat da sosyal medyadan paylaştıkları mesajlarda, yazar-şair Hüseyin Kıran'ın kendilerini taciz ettiğini ifade etti.
Ardından birçok kadın, yaşadığı tacizlerle ile ilgili benzer açıklamalarda bulundu ve olay kısa sürede büyük bir etki yarattı. Olayın etkisi üzerine Hasan Ali Toptaş’tan da bir açıklama geldi. Fakat bu açıklama yani Hasan Ali Toptaş'ın kadınlardan özür dilemesi yeterli olacak mı? hiç sanmıyorum. Öyle ki Everest Yayınları, Hasan Ali Toptaş ile, İletişim Yayınları, Bora Abdo ile yollarını ayırdı. Diğer yayınevleri ise olayla ilgili tacizin karşısında konumlanan açıklamalarda bulundu.
Yazarların bu tacizlerinin altında fikrimce edebiyatı anlamaktan uzak bir algı yatıyor...
Böyle zamanlarda insan edebiyatı nereye konumlandıracağını şaşırıyor maalesef. Yıllar yılı severek okuduğunuz bir yazarın tacizlerini öğreniyorsunuz ve ardından taciz edenlerin bir kişi olmadığını görüyor, sosyal medyayı okudukça daha da bir şaşırıyorsunuz. Bu noktada edebiyatın o inceliğini güzel bir yere ayırmak gerektiğini düşünüyorum. Özü itibariyle edebiyat, böyle üç beş yazardan doğru tanımlanacak bir şey değil çünkü. Hasan Ali Toptaş’ın ve tacizleri açığa çıkan diğer ‘yazar’ların açıkçası özürleri benim için bir karşılık bulmuyor. Bulması için de çaba göstermediğimi belirtmek isterim. Fakat edebiyata olan sevgimden de şüphe duymadığım bir gerçek. Yazarların bu tacizleri gerçekleştirebiliyor olmasının altında fikrimce edebiyatı anlamaktan uzak bir algı yatıyor. Bu sebeple daha fazla okumak, daha fazla hissetmek, insanın insana kurduğu her türlü tahakkümü ortadan kaldırmak için bir uğraş olacaktır. Tüm bu yaşananlara inat, okumaya, yazmaya ve insanca yaşamaya devam.