Baba Anujka: Dünyanın en yaşlı seri katili
Tarihe damga vurmuş birçok seri katil var. Hepsinin farklı farklı özellikleri ve aynı zamanda bambaşka hikâyeleri var. Fakat Baba Anujka'nın hikâyesi biraz farklı. Tarihe yaşıyla farklılık katmış, tarihin en yaşlı seri katili olan Baba Anujka'nın hikâyesine gelin hep birlikte Molatik olalım...
Dünyanın en yaşlı seri katili Baba Anujka, Banat Cadısı veya Vladimirovac Cadısı olarak da biliniyor. Baba Anujka'yla ilgili bilinen en doğru şey, Ana di Pištonja adında başarılı bir amatör kimyager ve Yugoslavya'nın Vladimirovac köyünden hüküm giymiş bir katil olması. 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında en az 50 kişiyi ve muhtemelen en doğru tahmin olarak 150 kişiyi zehirlemiş bir kadın.
İnsan düşmanı
Anujka'nın gençliği hakkında da pek bir şey bilinmiyor, çünkü kayıtlar eksik. Bazı kaynaklara göre 1838'de Romanya'da zengin bir muhitte dünyaya gelmiş ve 1849'da Avusturya İmparatorluğu'nun Banat Askeri Sınır bölgesindeki Vladimirovac'a taşınmış. Ancak 1836'da doğduğunu iddia etmiş. Pančevo'da özel okula gitmiş. Zengin ailelerin çocukları ile birlikte yaşamış ve daha sonra da babasının evinde hayatını sürdürmüş.
Baba Anujka'nın genç bir Avusturyalı subay tarafından baştan çıkarıldıktan sonra 20 yaşında bir insan düşmanı olduğu iddia ediliyor. Anlayacağınız bütün bunların nedeni aşk acısı ya da başka şeyler olabilir. Çünkü bu genç subay çok kırmış kalbini. Sonra da Anujka'nın erkek nefreti başlamış. Bundan sonra inzivaya çekilmiş, tıp ve kimyaya ilgi göstermeye başlamış. Beş dil biliyormuş. Kocası ondan çok daha yaşlı olduğu için 20 yıllık süren evliliklerinden sonra ölmüş. Kocasının ölümünden sonra da kimya çalışmalarına devam etmiş Anujka.Anujka, kocası öldükten sonra evinin bir kanadında laboratuvarını kurmuş ve 19. yüzyılın sonlarında şifacı ve bitki uzmanı olarak ün kazanmış. Sağlık sorunları için yardım arayan çiftçi eşleri arasında popüler olduğu ve rahat yaşamasını sağlayan saygın bir gelir elde ettiği söyleniyor. Askerleri askerlikten kaçabilecek kadar hasta edecek ilaçlar ve karışımlar üretip, ayrıca 'sihirli su' veya 'aşk iksiri' adını verdiği zehirli karışımları satmış. Sözde 'sihirli su'yu kocası çok kötü davranan kadınlara satmış. Karışımı kadınlar, genellikle sekiz gün sonra ölecek olan kocalarına verirlermiş.
'Aşk iksiri'
Anujka'nın 'aşk iksiri' küçük miktarlarda arsenik ve tespit edilmesi zor olan bazı bitki toksinleri içeriyordu. Anujka, bir evlilik sorunu anlatıldığında müvekkiline, "Bu sorun ne kadar ağır?" diye sorarmış, bu da "Kurbanın vücut kütlesi nedir?" anlamına geliyormuş. Neyse daha sonra gereken dozu hesaplayabilirmiş. Anujka'nın kurbanları genellikle tahmin edersiniz ki erkekler olup hepsi genellikle genç ve sağlıklıymış. Müvekkilleri davasında 'sihirli suyunun' zehir içerdiğini bilmediklerini, ancak büyü kullanarak insanları öldürmek için bir tür doğaüstü güçleri olduğuna inandıklarını iddia etmişler. Fakat Anujka'nın iksirlerinin 50 ila 150 kişiyi öldürdüğü de bir gerçek.
Kadın işleri o kadar büyütmüş ki 1920'lerde Anujka'nın kendi 'satış temsilcisi' varmış, bu kişinin işi de; potansiyel müşteriler bulmak ve onları Anujka'nın evine götürmek. Kadın resmen mahalle arasında dedikodu kovalayan teyze gibi kimin ne sorunu var tespit edip "Ablam bi falcı var oraya gidelim" diyen teyzelerin misyonunu iş edinmiş. Öyle demeyin Anujka'nın sihirli suyunun” fiyatı 2.000 ila 10.000 Yugoslav dinarı arasında dalgalanmış.
Her kariyerin bir düşüsü olduğu gibi Anujka'nın da düşüşü, düzenli müşterilerinden biri olan ve daha önce kocasını Anujka'nın aşk iksirlerinden biriyle öldüren ve ondan sık sık bitkisel ilaçlar satın alan Stana Momirov adında bir kadın sayesinde olmuş. Bu kadın yeniden evlendiğinde ve yeni kocasının zengin bir akrabası da benzer koşullarda öldüğünde, haliyle Anujka şüpheli görülerek tutuklanıp sorgulanmış. Bu da Anujka'yı iki cinayetle ilişkilendirmiş.Doğaüstü güçler
Yaklaşık bir yıl sonra, Anujka bir kadına kocasının babasını öldürmesi için bir iksir sattıktan sonra ikinci bir ölüm meydana gelmiş. Adamın 16 yaşındaki torunu zehir vermek için kandırıldıktan sonra adam hastalanıp ölmüş. Yaklaşık 18 ay sonra Anujka, iki cinayete karışan diğer altı kişiyle birlikte tutuklanmış. Diğer sanıklar, iksirlerin zehirli olduğunu asla bilmediklerini ve ölümlerin Anujka'nın doğaüstü güçlerinden kaynaklandığına inandıklarını iddia ederek suçu ona atmışlar. Bunu yiyen hakime de birkaç şey söylemek istiyorum ama malum ölünün arkasından konuşulmaz. Neyse sonuçta, Anujka iki cinayetteki rolü nedeniyle 15 yıl hapis cezasına çarptırılmış. Müge Anlı'nın sevdiğim bir sözü vardır bilirsiniz: "Gerçeklerin er geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır." Bunu Müge Anlı da dememiş olabilir ama olsun ben öyle hatırlıyorum. Uzun lafın kısası bizim Baba Anujka'ya ne oldu derseniz; çok yaşlı olduğu için merhamet gerekçesiyle sekiz yıl yattıktan sonra serbest bırakılmış. 1938'de Vladimirovac'taki evinde 100 yaşında da ölmüş.