Nusret Gökçe'nin hayatı bir kitap haline gelmeyi hak etmiyor mu?
Nusret Gökçe'nin önlenemez yükselişi devam ediyor. 'Tuz serpme' hareketiyle tüm dünyanın ilgisini çekmeyi başaran sosyetik kasap, iddialara göre kitap hazırlığı içinde...
İddialara göre ABD'de bir yayınevi, son yıllarda Amerika'yı bile fetheden Nusret Gökçe'nin hayatını kitap haline getirmek istiyor. Nusret Gökçe, bu gelişme karşısında heyecanlı. Şimdi hayatını yazacak bir yazar aranıyor.
Bu kitapta 36 yaşındaki sosyetik kasabın başarı hikâyesi ve uluslarası şöhreti detaylarıyla ele alınacak.
'Çoğunluktan sıyrılan başarılı' algısı
Biliyorum, kesin şimdi şöyle düşünüyorsunuz: "Nusret Gökçe'nin ne gibi bir olayı var da kitabı yazılıyor? Bu neyin başarısı? Nusret Gökçe, kitabı yazılacak adam mı? Nusret Gökçe'nin hayatı bir kitap haline gelmeyi hak ediyor mu?"
Hemen cevaplayayım: Evet, Nusret Gökçe bu devrin 'başarısına' ulaşmış biri. Tam da bu yüzden hayatı, başarısı bir kitaba dönüştürülecek.
"Nusret Gökçe başarılıdır"daki 'başarılıdır'ı açmak gerekiyor asıl. Bana, size, ilkokul öğretmenimize göre başarılı olmayabilir. Ama başarılı. Çünkü sıyrılmayı başardı. Çünkü bu devir, çoğunluktan sıyrılanı, yeterli donanıma sahip olsun olmasın başarılı ilan ediyor.
Kabullenme safhasına tam da buradan başlayabiliriz bence.
Niye herkes bizim gibi düşünsün?
Bir de kitap yayınlama algısına güncelleme getirmemiz şart. Eski modeller, astrologlar kitap yayınlıyor. Belki birçoğu yazmıyor bile. Ama onların adıyla yayımlanıyor mu? Evet, yayımlanıyor. Okuru, hedef kitlesi belli. "Yeterli sesi olmayanlar albüm çıkartmasın" demekle aynı şey. Tabii ki isteyen istediğini yapacak. Kayıtsız kalmak bizim elimizde. Yerden göğe kadar haklı olsak bile değiştiremeyeceğimiz şeyleri değiştirme çabası içine girmek, "Benim gibi düşünsün herkes" demek bana çiğ bir tutum gibi geliyor. Beyhude bu çabalar.
Yoksa başarılı olmadığını mı düşünüyor?
Her insan bir, tek, biricik. Klişe ama gerçek, aslında yeterli olanak olsa herkes hayatını kitaba çevirebilir. Kişilerin kendi tercihi. Kaldı ki Nusret Gökçe'nin bizim başaramadığımız şeyi başardığı ortada. Başardığı şeyi küçümseyerek bile onun bir şeyleri başardığını kanıtlamış oluyoruz aslında.
Nusret Gökçe'yi sevenlerin, onu başarılı bulanların daha çok detaya ulaşmaya hakkı var tabii ki.
Okursunuz, okumazsınız size kalmış. Ama küçümseyerek klişe bir şekilde davranmış oluyoruz. İşte bence buna gerek yok.
Onu sevmeyenlerin şöyle düşünmesi lazım aslında: "Nusret Gökçe, hayatını anlatacak bir kitaba onay vererek başarısının yeterince büyük olmadığını, ille de bir kitapla tescillenmesi gerektiğini mi düşünüyor?"
Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Otel patronu olan Nusret Gökçe, ailesine 'Başardım' mesajı veriyor
- Biz seni alnının teriyle sevdik Nusret, ayağınınkiyle değil!
- Franck Ribery 7 bin 500 liralık altın kaplama antrikot yiyince doydu mu?
- Bayraklar asılsın: Jamie Oliver da Nusret'e hastaymış!
- Nusret Gökçe fotoğraf konseptinden taviz vermemeyi nasıl başarıyor?