Yabancı dizi denilince akla sadece ABD yapımları gelmemeli
Yabancı film denildiğinde akıllara genellikle Hollywood yapımı filmler geliyor. Yabancı şarkı denildiğinde de İngilizce şarkılar keza. Ancak bu algı artık yıkılmalı. Dünya üzerinde milyonlarca güzel ve İngilizce olmayan şarkı var. Aynı şekilde film de. Ve bu yazının konusu olan, diziler de...
Netflix ya da BluTV gibi platformlar sayesinde başka ülkelere ait yapımları da izleyebiliyoruz.
Bu furyayı İngiliz ve İskandinav dizileri başlattı desek yeridir.
İngiltere'de BBC'de yayınlanan diziler zaman içerisinde popüler oldu, 'Doctor Who'sundan 'Black Mirror'ına ve hatta sitcom'larına kadar.
İskandinavya'da özellikle 'Bron/Broen' ya da ABD'de 'The Killing' versiyonuyla popüler olan 'Forbrydelsen' gibi diziler de ilgi uyandırdı.
Ama hepsi bu kadar değil elbette.
Yasal olarak dizi izleme sitelerinde karşımıza çıkan Alman yapımı 'Dark', Brezilya yapımı '3%', İtalyan yapımı 'Suburra', Romanya yapımı 'Umbre', Bulgaristan yapımı 'Pod Prikritie' ya da Norveç yapımı 'Dag' akla ilk gelen örnekler.
Her biri iddialı, her biri belki normalde keşfedemeyeceğimiz yapımlar.
Ancak son dönemde 'keşfetme' odaklı oluşumuzdan kaynaklı ilgimizi çekmiş durumda.
Bu da sevindirici bir şey.
Çünkü en basitinden 'Suburra', hem İtalya'daki o mafya ilişkilerini ele alıyor, hem kültürü yansıtıyor hem de İtalyancaya doyuyorsunuz.
Hep Amerika hep Türkiye nereye kadar...
'Pod Prikritie'yi izleyenler dizinin bir Türk dizisi kıvamında olduğunu zaten halihazırda biliyordur.
Vizyonu genişletmek, kendini şartlamamak lazım.
Dünya çok büyük, çok!