The Crown dizisi tartışma yaratmaya devam ediyor
Dünya genelinde Windsorlar kadar hakkında haber çıkan, konuşalan başka bir aile yoktur herhalde. Kraliçe 2. Elizabeth ve ailesinin hayatını konu alan Netflix yapımı The Crown üçüncü sezonuyla ailenin gördüğü ilgiye paralel bir şekilde dünden itibaren çok konuşuluyor
Kraliçe 2. Elizabeth bugün tahtta en uzun süre kalan isimlerden olmayı başarmış biri. Dünyanın en etkili isimleri listesinde her dönem yer bulmayı başaran bir isim olan Kraliçe Elizabeth'in yaşamı da doğal olarak ilgi odağı. 2 Haziran 1953'te babası 6. George'un (The King's Speech filminde Colin Firth muhteşem oyunculuğuyla kralı canlandırmıştı. Yine o filmde Prenses Elizabeth rolünde Helena Bonham Carter yer almıştı) vefatıyla tahta geçen Kraliçe 2. Elizabeth, Buckingham Sarayı'nı ve aslında bir nevi özel yaşamını dünyaya açan ilk isim oldu. Bunu belki de saray bütçesindeki sıkıntılar ve ek ödenek almak için yaptı ama toplum nezdindeki yansıması olumlu yönde oldu.
Netfix 4 Kasım 2016'da yayınlanmaya başladığı The Crown dizisi ile kraliçe ve yakın çevresinden yola çıkarak aslında 1945 sonrası dünya tarihini de ekranlara taşıyor. Netflix'in en sevilen ve tartışılan dizilerinden biri olmayı başaran The Crown'un üçüncü sezonu dün platformda yayınlandı. "Binge watch" akımının yılmaz savunucuları tarafından uzun bir mesai ile dizinin yeni sezonun bitirenler bile oldu.
Peter Morgan'ın imzasını taşıyan tarihi dramanın ilk iki sezonunda Kraliçe 2. Elizabeth'i Claire Foy canlandırmıştı. Tema müziğinde Hans Zimmer'in imzası bulunan bu iddialı yapımın üçüncü sezonunda Kraliçe Elizabeth'i geçtiğimiz yıl "En İyi Kadın Oyuncu Oscarı"nı kazanan Olivia Colman canlandırmaya başladı. Bu bayrak devrinin nedeni elbette dizinin dönem olarak ileriye taşınması.
1964 yılından itibaren gelişen olayları konu alan dizinin yeni sezonu on bölümden oluşuyor. Dizi önceki iki sezonda da olduğu gibi Londra'nın kuzeyinde bulunan Hertfordshire bölgesinde çekildi. Yani başbakanlık konutunun yer aldığı 10 Downing Street, Buckingham Sarayı ve daha nice alan Elstree Stüdyoları'nda çekildi. Çekimlerine 2018'in Temmuz ayında başlanan ve yayınlanması merakla beklenen dizi elbette medya ve kamuoyunu da ikiye bölmüş durumda.
Başta Aberfan faciası, Prenses Margaret'in aşk hayatı, Başbakan Wilson'ın iktidardan uzaklaştırma mücadelesi gibi konular dizinin bu sezonunun en can alıcı noktaları olma özelliği taşıyor. Kraliçe Elizabeth'in bu çekişmeler karşısındaki tutumu da elbette daha şimdiden tarihçileri ikiye bölmeye başladı.
Kraliçe Elizabeth'in de özellikle kardeşi Prenses Margaret ile ilgili bölümlerden ötürü üzgün olduğu İngiliz basınına yansımış durumda. Ancak bunun dışındaki konularda olumlu ya da olumsuz bir yorumda kaçındığını görüyoruz.
Bu açıdan bakıldığında The Crown zorlu bir işe de kalkışmış vaziyette. Zira dizi, hayatta olan ve halkının büyük bir bölümü tarafından çok sevilen birinin hayatını ekrana taşıyor. Önemli bir tarih ve saray danışma ekibinin yer aldığı dizi bu noktada çok dikkatli davranıyor. Zira İngilizlerden büyük bir tepki çekmek veya diplomatik bir krize neden olmak olasılığı böyle bir dizide her daim ihtimal dahilinde.
Dördüncü sezonunun çekimlerinin devam ettiği dizinin üçüncü sezonunda Frank Sinatra'dan Deep Purple'a oradan da David Bowie'ye 60 ve 70li yılların en önemli sanatçılarının şarkılarını işitmek de diziye dair hoş sürprizlerden biri. Evet, belki Buckingham Sarayı'nın belli bölümleri görülebiliyor ama hiç göremeyeceğimiz yerlerini stüdyo ortamında da olsa izleyebilmek merak duygumuzu tatmin ediyor. Bir binge-watcher olarak daha şimdiden dördüncü sezonu merak ediyor, İngiliz ve dünya siyaset tarihinin bu dönemini farklı kitaplar aracılığıyla zihnimde tazelemeye başlıyorum. Bunu yapabilen dizi başarılıdır zaten...
ihsan.dindar@milliyet.com.tr
https://instagram.com/ihsandinovski