Netflix'in fenomen dizisi La Casa De Papel'in üçüncü sezonu geliyor
Son zamanların efsanevi dizisi La Casa De Papel'in üçüncü sezonu geliyor! Sosyal medyada anında büyük ilgi gören tanıtım videosunda, dizinin yeni sezon anlaşmasının sağlandığı ve 2019'da hayranlarıyla buluşacağı müjdesi verildi.
La Casa De Papel'in orjinali, İspanyol Antena 3 kanalı için tek sezon ve 15 bölüm olarak tasarlandı. Yani bir mini dizi olacaktı ve yalnızca darphanedeki soygun günlerini anlatacaktı. Netflix’in dizinin telif haklarını satın alması ve bölüm sürelerini uzun bulması üzerine ilk 9 bölüm, 13 bölüme ayrılarak yeniden düzenlendi ve bir sezon haline getirildi. Kalan 6 bölüm ise, süreleri ve içerikleri yeniden düzenlenerek ikinci bir sezon oluşturuldu. Böylece tek bir sezonda anlatılacak hikayeden iki sezonluk bir dizi ve işlenmemiş detaylar bırakarak sezonlar tamamlandı. Üçüncü sezonunda bile hala ilk sezonundan sırlar bulabileceğimiz bolca 'flashback' dolu bir sezon bizleri bekliyor demek ki!
Tüm dünyada büyük ilgi görüyor
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, artık bir şeyin popüler olabilmesi için sosyal medyayı sallaması şart! La Casa De Papel de tam olarak bunu yapıyor. İnsanların ihtiyacı olan duygulara ve görmek istediği toplum yapılarına dokunuyor. Ve tabii sosyal medya kullanıcıları tarafından sık sık adından bahsettirerek övgüler alıyor. Övgü aldıkça daha çok ilgi çekiyor, daha çok ilgi çektikçe de daha çok izleniyor. Bu döngü böyle sürüp giderken, gün geçtikçe hayran kitlesini genişleten zeki ve şanslı soygun çetesi, kalplerimizi fethetmeye devam edecek gibi görünüyor.
Fakat bence bu kadar fazla ilgi görmesinin en anlamlı sebebi, dizinin yalnızca 'soygun günlükleri' tadında olmayıp daha başka mesajlar da verebiliyor olması. Her ne kadar ilk bakışta bol aksiyonlu, keyifli bir soygun dizisi gibi görünse de, temelinde bir başkaldırı var. Ana karakterlerin kırmızı giymesi (ateşin ve isyanın rengi) ve toplum ahlakına, genelgeçer adetlere aykırı yaşamayı seven Dali’nin maskesini takması bile bunun göstergesi...
Ayrıca dizi fazlasıyla merak uyandıran ve izleyiciyi içine çeken soru işaretleri bırakıyor. Kapitalist sisteme atıfta bulunan, sosyalizm temalı bir senaryo sunuyor izleyicisine. Aynı zamanda bilimin ve küçük hesapların karşısında yenik düştüğü 'aşk' kavramını kendince yeniden yorumluyor. Üstelik bunu yaparken Dali’nin “Olayları ve kaderi yönetebileceğinizi sanırken, onların sadece izleyicisi olabilirsiniz” mottosunu kullanıyor. Haliyle, müthiş sürükleyici bir senaryo çıkıyor ortaya.
Popüler kültürün saçma beklentilerine ayak uydurmaya çalışmaz ve sırf devam etsin diye ağdalanmaz ise, daha çok uzun süre severek takip edeceğimiz bir dizi La Casa De Papel.