'Kırmızı Oda'da Selvi agorafobisini nasıl aşacak?
'Kırmızı Oda'nın son bölümünde Alya, Selvi ve Melek'in daha doğrusu Hayat'ın hikâyelerine konuk olduk. Özellikle Selvi'nin 'çocuk gelin' hikâyesi, başarılı oyunculuk performanslarıyla bölüme damga vurdu...
"Senin senden başka düşmanın yok!"
'Kırmızı Oda'nın son bölümünde durağan bir tempoyla karşılaştık. Önceki bölümlerdeki kadar çok fazla sahne yoktu bu sefer. Üç temel öyküyü izledik. İlki Alya'nınkiydi. Alya, babasıyla baş başa kaldığı süreçleri anlattı Doktor Hanım'a. Aynı evde iki yabancı gibi aidiyet hissi olmadan tek başına ayakta durabilmeyi başarmış Alya. Ama bu aidiyet problemine rağmen annesini de bir yandan yaşatmak istiyor, varlığını hissetmek istiyor. Annesi onun en büyük düşmanı bile olsa onun kıyafetlerini giymek istiyor. Babasıyla ise kavga etmeden küsmüşler sanki. Doktor Hanım ise "Senin senden başka düşmanın yok, gör bunu" diye isyan ederek atağa geçti. Alya'nın terapisinde travmatik kısımları atlattıktan sonra Doktor Hanım'dan böyle bir gol bekliyordum açıkçası. Doğru zamanda doğru adımı attı. Bakalım Alya, onu geçmişte takılı bırakan evden vazgeçebilecek mi? Haftaya Doktor Hanım'ı belki de yeni bir evde misafir edecek mi?
Selvi'den bir Meliha çıkar mı?
Bölümün en can alıcı kısmı ise Selvi'nin hikâyesiydi. Henüz 15 yaşında evlendirilen Selvi bir çocuk gelin. 35 yıl boyunca evden dışarı adımını atmamış. Online terapiyle Doktor Hanım'la buluştu. Kocasından ve babasından çok çekmiş. Özellikle annesi ve babasını oynayan Özlem Türay ile Ruhi Sarı'nın performansları çok ama çok iyiydi. Baba evinde çektiği dayaklar, zulümlerden bıkan, henüz 15'ine bile varmadan zorla evlendirilen birçok 'çocuk gelin' var ne yazık ki bu coğrafyada. Selvi'nin annesini ve kardeşlerini neden bir daha göremediğini, neden evden dışarı çıkamadığını yani agorafobisinin kökenini ise muhtemelen bir sonraki bölümde göreceğiz. İlk defa tülü kaldırıp camdan dışarı bakması ve hemen akabinde ölmüş kocasının sözlerini hatırlaması Selvi'nin bu zorlu yolda henüz daha emekleme döneminde olduğunu gösteriyor. Koronavirüs yüzünden evden çıkmaya korkan ve agorafobiye yakın korkular yaşayan herkes için önemli bir karakter Selvi. Agorafobisini nasıl aşacak, hepimiz için önemli bu durum. Bakalım Selvi'den bir Meliha çıkacak mı...
"Bu alemde öl ama sakat kalma"
Madem Meliha dedik o zaman Melek, yani Hayat'la bölümü tamamlayalım. Melek, bu bölümde Rafet amcasının evinde yaşadıklarını ve aldığı "Bu alemde öl ama sakat kalma" tavsiyesini aktardı Doktor Hanım'a. Annesine kızgınlığı, hayata karşı isyanı çok taze Melek'in. Doktor Hanım'ın da söylediği gibi, annesinin doyuramadığını dünya doyuramaz, doyuramıyor. Melek karakterinin bölüm sonunda psikiyatri merkezinden koşar adımlarla uzaklaşması ise soru işareti yarattı tabii. Melek'in hikâyesi gerçekten bitti mi bunu ancak bir sonraki bölümde göreceğiz. Ama ben yine de Akif'in diziye dönme ihtimaline tutunuyorum. Doktor Piraye ile öyle şahane bir ikili olmuşlardı ki, umarım bir sonraki bölümde bir Akif sürprizi yaşanır...
twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
can.sisman@milliyet.com.tr