'Kırmızı Oda'da Nihal, kendi ile olan savaşını kazanabilecek mi?
'Kırmızı Oda'nın 34. bölümünde bizler sırasıyla Nihal'i, Delikanlı Sadi'yi ve Vahit Bey'i dinledik. Nihal, hayatıyla ilgili gerçekleri; Delikanlı Sadi, Hikmet Baba'yı ve Miço'nun vedasını; Vahit Bey ise babasıyla ilgili anılarını anlattı. Peki Nihal, kendi ile olan savaşını kazanabilecek mi? 'Kırmızı Oda' son bölümde neler oldu? Gelin, hep birlikte öğrenelim...
Duvarlarını yıktı
'Kırmızı Oda'da biz ilk olarak Nihal'i dinledik. Nihal bu defa yalnız geldi 'Kırmızı Oda'ya ve oldukça da kötü haldeydi. Fakat bu defa bir bir döküldü Nihal. Doktor Hanım'a açtı içindekileri. Ne kadar mutsuz ve yalnız olduğunu itiraf etti. Maria ile ilgili gerçekleri de anlattı. Evde Zafer Bey'in, Maria'nın hayaliyle yaşadığını bildiğini de söyledi. Üstüne üstlük Maria, Nihal'le, Zafer Bey'le evlenmelerinden bir hafta öncesinden görüşmüş. Sırf "Zafer Bey kimle evlenecek, evleneceği kişi ona iyi bakabilecek mi?" diye Nihal Hanım'la konuşmak istemiş. Nihal de haliyle çok sert davranmış Maria'ya. Fakat Maria, Nihal'le Zafer'in evlendikleri gün kendini köprüden atmış. Bu sebeple de Nihal "Savaşmak için iki cephe olması gerekir" diyor. Meğerse Maria, "Zafer'siz yaşayamam" deyip kendi canına kıymış. Nihal de haliyle bunun ağırlığıyla ve ölü birine duyulan aşkla savaşıyor. Aynı zaman da kendiyle. Sürekli hayatı boyunca kendi gibi davranmaması gerektiği söylenmiş Nihal'e. Bu yüzden de sürekli susmuş Nihal. Ama anlaşılan o ki konuşmaya da niyetli. Bakalım Nihal kendi ile olan savaşını nasıl sonlandıracak? Kendi olmaya ne zaman başlayacak? Merakla bekliyoruz...
Miço'nun vedası
İkinci olarak ise Delikanlı Sadi'ye kulak verdik. Hamdi Baba'dan sonra yaşadıklarını anlattı bol bol Delikanlı Sadi. Meğerse Hamdi Baba gerçekten iyi bir insanmış. Sokaktaki çocuklara hep kucak açmış, onları sahiplenmiş, korumuş, iş sahibi yapmış. Hamdi Baba'yla Sadi'nin arası da oldukça iyi. Böyle her şey güllük gülistanlık gibiyken Miço'da bir haller olduğu belliydi. Ayak uyduramıyordu bu yeni düzene. Belli ki annesi de canını sıkıyordu iyice. En son annesini korumak için bıçaklanmıştı. Bu bıçaklanma vukuatından sonra da Sadi'ye bir not bırakıp gitti. Öylece nottan başka hiçbir şey demeden. Sadi de yıllarca beklemiş Miço'yu. Evinde de kimsenin girmediği bir odası varmış Miço'nun. Anlayacağınız Sadi yıllardır yaşayıp yaşamadığı belli olmayan birini bekliyor. Ne kadar zor. Zaten Sadi'yi izlerken hepimizin ciğeri darmadağın oldu. Sadi'yle birlikte Miço'nun gelmesini bekledik. Bu dostluk böyle bitmemeliydi ama bitmiş. Şimdi biz de Sadi'yle birlikte Miço'nun gelmesini bekliyoruz...
Zafer Bey'in başına gelen Vahit Bey'e de...
'Kırmızı Oda'da bizler son olarak Vahit Bey'i dinledik. Daha bir sakindi sanki Vahit Bey bu bölümde. Daha az kavga ediyor gibi görünüyordu ki gerçekten de öyleymiş. Doktor Hanım'ın, Vahit Bey'in babasına koyduğu teşhisten sonra Vahit Bey bazı şeyleri daha da anlamlandırmış. Bazı şeyleri babasının hastalığına vermiş. Kendisine bir cenneti bir cehennemi yaşatıyor olmasına böyle bir anlam biçilmesi açıkçası Vahit Bey'i rahatlatmış. Üstüne üstlük biz bu bölüm Vahit Bey'in de yabancı bir kıza âşık olduğunu ama işler dolayısıyla hatta babasının izin vermemesi sebebiyle sevdiği kadınla evlenemediğini öğrendik. Babasından ne gördüyse aynısını da Zafer Bey'e yapmış Vahit Bey. Böyle benzer bir kader nasıl mümkün olabilir bizim de aklımız almıyor ama olmuş. Bu sebeple de Zafer Bey'in mutsuzluğundan kendini yükümlü tutuyor Vahit Bey. Pek de haksız sayılmaz gibi... Bakalım Vahit Bey'in hikâyesi bizi nelere götürecek? Hastalığı nasıl tedavi edilecek? Merakla bekliyoruz...
Fazilet.Senol@milliyet.com.tr
twitter.com/SenolFazilet
instagram.com/SenolFazilet