'Kırmızı Oda'da Mitra'nın aşkı Vahit Bey mi?
'Kırmızı Oda'nın 35. bölümünü geride bıraktık. Bu hafta ne Zafer Bey ne de Nihal Hanım vardı. Mitra'ya "Hoş geldin" dedik, Vahit Bey'in hayatını biraz daha öğrendik, Delikanlı Sadi'nin ise büyümeye başlamasını dinledik. Peki 'Kırmızı Oda'da Mitra'nın hikâyesi ne? Mitra, Vahit Bey'e mi âşık? Gelin, hep birlikte öğrenelim.
Vahit Bey'le aralarında ne var
'Kırmızı Oda'nın 35. bölümünün ilk seansında Mitra'ya kulak verdik. Melisa Aslı Pamuk'un canlandırdığı Mitra karakteri İranlı bir babanın ve Türk bir annenin kızı. İsmi gibi kendisi de bir esrarengiz Mitra karakterinin. Sanki bir Doğu masalından fırlamış gibi Mitra. Mitra felsefe okumuş, psikolojiden yüksek lisans yapmış, birçok dil bilen, piyano ve kanun çalan donanımlı bir karakter. İnsan Mitra gibi bir karakterden etkilemeden yapamıyor tabii. Melisa Aslı Pamuk'un güzelliği ve oyunculuğu da oldukça etkileyici. Mitra, aşk acısı çektiği için gelmiş 'Kırmızı Oda'ya. Sanki bir divan okuyormuş gibi her şeyi de şiir gibi anlatıyor. Belki de Doktor Hanım'ın çözmekte zorlanmadığı tek hasta diyebiliriz. Geldiği gibi anlatmaya başlıyor Mitra hikâyesini. Mitra'nın garip hikâyesi doğduğu evde başlamış. Babasının iki evliliği var. İranlı olmasından dolayı erkeklerin iki eşleri olması normal karşılanıyormuş. Annesi babasına o kadar âşıkmış ki bu durumu kabullenmiş. Ama Mitra hiç kabullenememiş bu durumu. Fakat babasına da hayran bir kız. Anlattığı kadarıyla babası bir cinayete bulaşmış. Bulaşıp bulaşmadığı da belli değil. Babası için yalancı şahitlik yaptığını biliyoruz Mitra'nın. Babasının yaşadığı bu olaydan sonra da her şey sarpa sarmış. Annesinin babasına olan aşkı sönmüş, babası diğer evde daha çok vakit geçirmeye başlamış.Bizler "Âşık olduğu adam kim?" diye sorarken odanın çıkışında Vahit Bey'i görünce kaçışmasından anlıyoruz Mika'nın Vahit Bey'e âşık olduğunu. Zaten bölümün girişinde de Vahit Bey'in otelinde kanun çalarken görmüştük Mitra'yı. Peki Vahit Bey'le aralarında ne oldu? Vahit Bey neden Mitra'yı bırakıp gitti? Mitra'nın hikâyesinde daha neler var merakla bekliyoruz...
Mitra'nın kolyesi
'Kırmızı Oda'da ikinci olarak da Vahit Bey'i dinledik. Vahit Bey daha sakin ve huzurlu görünüyordu. Doktor Hanım'a da oldukça müteşekkir bir halde. Artık 'Kırmızı Oda'ya ayaklarını sürüyerek değil koşarak geliyor orası belli. Bu bölümde Vahit Bey'in evliliğine ve babasının ölümünü öğrendik. Vahit Bey de Zafer Bey'de olduğu gibi eşiyle severek evlenmemiş. Ama eşi Vahit Bey'e âşık. Vahit Bey de eşine hayran. Ona hiçbir şekilde kötü davranmıyor kavga bile etmiyor eşiyle ama bir türlü de sevemiyor. Gönül bu zorla olacak değil ya. Evliliklerinden birkaç gün sonra da babası kendi canına kıymış. Babasının canına kıymasından sebep de annesi Vahit Bey'i sorumlu tutmuş. Annesine göre; Vahit Bey, "Beni sevmediğim bir insanla evlendiriyorsunuz" diye yakındığı için güya babası da bu sözlerin altından kalkamayıp kendi canına kıymış. Anlaşılan o ki babasının hastalığının teşhisi bu noktada da Vahit Bey'i yatıştırmış. En azından vicdanına söz geçirebilmiş fakat bir hususta hep kötü bir insan olduğunu düşünüyor. Özellikle "O kızcağıza da yazık ettim" derken bahsettiği kızın Mitra olduğunu Vahit Bey'in elinde, Mitra'nın babasının annesine aldığı kolyeyi tutarken anladık. Peki Mitra ve Vahit Bey'in arasında nasıl bir hikâye var? İlerleyen bölümlerde öğreneceğiz.
Azra'nın hikâyesi
Son olarak da geldik Delikanlı Sadi'ye. Miço'nun gidişini kabullenemeyen Sadi, Hamdi Baba ile yaşadıklarını anlattı. Hamdi Baba'nın peşinden ayrılmamış Sadi. Nereye giderse peşinde gitmiş hatta Hamdi Baba vurulduktan sonra işlerin belli bir kısmını da devralmış Delikanlı Sadi. Biz bu bölümde Sadi'nin sürekli sevgi sözcükleri sarfederek, yere göğe sığdıramadığı eşiyle nasıl tanıştığını öğrenmiş olduk. Sadi'nin eşinin adı Azra ve Azra, Hamdi Baba'nın kardeşi. Hamdi Baba vurulduğunda Azra'nın hastaneye gelmesiyle öğreniyoruz biz Azra'nın kardeşi olduğunu. İlk bir atışıyorlar Sadi ve Azra ama devamında ilişkileri nasıl devam ediyor bilmiyoruz. 'Kırmızı Oda'da Azra'nın hikâyesini de İzmir depreminde 32 saat sonra göçük altından kurtarılan Azra bebeğe bahşettiklerini anlıyoruz. O detayda gerçekten tüylerim diken diken oldu. Enkaz altından çıkarılan o bebekler bir bir gözümün önünden geçti desem yalan olmaz. Güzel bir detay olmuş Azra. Tekrardan Sadi'ye dönecek olursak da sahilde hava alırken bir adamın Sadi'yi izlediğini gördük. "Acaba Miço mu?" demekten de geri alamıyoruz kendimizi. Miço, Sadi'nin karşısına çıkacak mı? Ya da Sadi'yi gizliden izleyen Miço mu merakla bekliyoruz.
Fazilet.Senol@milliyet.com.tr
twitter.com/SenolFazilet
instagram.com/SenolFazilet