'Kırmızı Oda'da Kumru'nun hikâyesinde ne saklı?
'Kırmızı Oda'da 18. bölümü geride bıraktık. Bu hafta Selvi, Boncuk ve Kumru'nun hikâyelerini izledik. 'Selvi'nin ilk defa 'Kırmızı Oda'ya adım attığı, 'Boncuk'un ilk defa çocukluk travmasını çıtlattığı bu bölümde diziye bir önceki bölümde katılan Kumru'nun hikâyesi hepimizi meraklandırdı...
Zehrini akıtmayı başarıyor
'Kırmızı Oda'nın 18. bölümüne pozitif bir başlangıç yaptık. Seanslar sonunda Selvi ilk defa oğlu Mert'le 'Kırmızı Oda'ya adım attı, Doktor Hanım'la yüz yüze sohbet etti. Artık önündeki bu koca adımı da attığına göre iyileştiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Tabii kolay bir süreçten geçmemiş Selvi. Rüyasında Rıza Bey'le, babasıyla ve hatta kendisiyle hesaplaşmış, yüzleşmiş. Babasına "Beni sattığın paraya değdi mi?" demiş mesela. Selvi'nin rüyasında da olsa bu hesaplaşmayı yapması, cesaretli 'Hayır!'ı, zehrini akıtması onun artık iyileşmeye başladığının somut kanıtları. Hayallerini de sıralıyor Selvi, Doktor Hanım'a. Ve ne güzel bir şey söylüyor Selvi'ye Doktor Hanım, "Hayat güzel ama ona o anlamı veren bizleriz..." Hayal kurmak, dünyayı güzelleştirmek bizim elimizde yani... Selvi iyileşirken bir problemimiz çıkıyor tabii. Doktor Ayşe, Doktor Deniz ve Doktor Piraye yakınlaşmasını daha fazla kaldıramıyor ve klinikten istifa etmek istediğini söylüyor. Doktor Hanım ise bu istifa talebinin altında bir problem olduğunu görerek bir aylık bir sürede çözebileceğini düşünüyor. Bakalım Doktor Ayşe ile Doktor Hanım'ın seansları faydalı olabilecek mi...
Perdenin arkasına saklanıyor
Gelelim 'Boncuk'a... Boncuk'un ermişleri yorgun. Eskisi kadar Boncuk'u sık ziyaret etmiyorlar. Bazen geliyorlar, bazen gidiyorlar. Aldığı ilaçların ve düzene giren uykusunun pozitif etkileri bunlar tabii. Boncuk tabii sabır modunda. Ara ara öfke nöbetleri geçiriyor. Manavdaki bir kadının kendisini kıskandığını düşünüyor mesela. Birleşmiş Milletler kararını bekliyor biliyorsunuz Boncuk. Seçilmiş olduğunu düşünüyor, büyüklük sanrısı yaşıyor. Sürekli tehdit ve tehlike altında yaşadığını düşündüğü için işi bir hayli zor. Doktor Hanım, çocukluğundaki eve dönmek istiyor ama Boncuk korkuyor. İpleri o kadar teslim etmiş ki ermişlere, kendi başına karar almak onun için çok büyük bir olay. Zorlanarak da olsa ucundan anlatmaya başlıyor ama ipler kopuyor 'Kırmızı Oda'da. Boncuk, odadaki perdelere saklanıyor ve büyük bir korku yaşıyor. Ekran başında şoke olarak izliyoruz Boncuk'un travmasına yaptığı yolculuğu. Sonra bir anda konuyu değiştiriyor. Zihni anlatmayı reddediyor çünkü. Hemen başka bir konuya atlıyor. Mesela Can'dan bahsediyor, hani Hollanda'da parkta gördüğü ve zor da olsa arkadaş olabildiği çocuk. "Sadece arkadaşız" diye anlatıyor Doktor Hanım'a. Korkusu var. Yanlış yapmaktan ölümüne korkuyor Boncuk. Bölümün sonunda Can'la karşılaşmaları ise hepimizi bir kez daha şoke etti. Yoksa Can, atlayıp İstanbul'a mı geldi sırf Boncuk için? Bizim bilmediğimiz neler var Boncuk ve Can arasında? İkilinin Hollanda'daki veda sahnesinde gözlerinin dolu dolu olmaları da Boncuk'un anlatmadığı bazı şeyler olduğunu gösteriyor sanki...
Meğer dönercide karşılaştığı adam...
Ve Kumru... Nasıl Selvi için 'çocuk gelin' ifadesi ekranda gözüküyorsa, Kumru için de 'taciz mağduru' ifadesini gördük. Dönercide karşılaştığı ve onu öfkelendiren o adam meğer Yavuz'muş. 10 yıl önce birlikte İstanbul'a geldikleri, eski sevgilisiymiş. Eşi Fahri'den saklıyor tüm bunları. Doktor Hanım'a güç bela inanıyor. Yavuz'la İstanbul'a geldiklerinde, Yavuz'un dayısının oğlu Metin'in evinde kalıyorlar. Yavuz, Kumru'nun bileziklerini satıp kumar oynuyor. Metin'in niyeti ise kötü, taciz ediyor sıklıkla Kumru'yu. Eve köşe kapmaca oynuyorlar adeta. Bir gün olaylar patlak veriyor ve Yavuz, tüm yaşananlara şahit olarak birlikte evden ayrılıyorlar. Yeni bir hayat kuruyorlar. Her şey yolunda giderken Yavuz bir gün Kumru'yu hiç bilmediği bir adamın evine bırakıp kaçıyor. Korkunç! İşte o Yavuz, dönercide kocasıyla ve çocuğuyla yemek yerken karşısına çıkan, ona bir kadın olarak derin acılar çektiren Yavuz'mui meğer. İntikam almak istiyor, öfkesi çok taze Kumru'nun. Ama belli ki onu geçmişte hırpalayan sadece Yavuz değil. Yavuz belli ki Ay'ın görünen yüzü. Yavuz'la İstanbul'a kaçmadan önce kim bilir ne acılar yaşadı Kumru. Bir sonraki bölümde bakalım Kumru'nun hikâyesi nasıl şekillenecek...
twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
can.sisman@milliyet.com.tr