'Kırmızı Oda'da Kumru'nun başına gelenler hepimizi şoke etti
'Kırmızı Oda'nın 26. bölümünde Kumru, Nazlı ve Sadi’nin hikâyelerini dinlemeye devam ettik. Kumru, ilk evliliğinde yaşadıklarını; Nazlı, kendinin nasıl da farkına vardığını, Sadi’nin ise geçmişiyle yüzleştiği sakin bir bölüm izledik. Fakat Kumru’nun başına gelenler hepimizi derin bir üzüntüye ve sinire mahkûm etti...
Yavuz'la eşi sayesinde tanışmış
‘Kırmızı Oda’nın ilk kısmında Kumru’yu dinledik. İlk evliliğinin ilk gününden, Yavuz’u ilk gördüğü ana kadar anlattı Kumru. Fakat evliliğinin ilk gecesinden, devamına kadar Kumru’nun yaşadıklarına hem çok üzüldük hem de aşırı sinirlendik. Talihsizliğine mi üzülsek yoksa ona karşı olan davranışlara mı sinirlensek bilemedik. Bu bölümde Kumru’nun daha 5-6 yaşlarındayken üvey babası tarafından tecavüze uğradığını, annesinin ise buna göz yumduğunu ve bu sebeple babaannesinin yanına gönderildiğini öğrendik. Daha olayın şokunu atlatamadan, evliliğinin ilk gecesi; Kumru’nun kocasının, Kumru’nun bakire olmadığını anlayınca Kumru’ya olan davranışlarına tanık olduk. Açıkçası ben bu sahneleri izlerken nasıl rahatsız olduğumu ve nasıl sinirlendiğimi anlatamam. Hem eşinin hem de kayınvalidesinin Kumru’ya olan davranışlarına… Gelenek adı altında yapılan saygısızlıklar bizleri yastık yorgan ısırmaya kadar götürttü. Hem de bu olanların gerçek boyutu olduğunu düşününce bunu yaşayan kadınlara üzülmeden edemedik. Kumru’nun, eziyetle geçen bir evliliğinin ardından bizler, Yavuz’la nasıl tanıştığını öğrendik. Yavuz’un, Kumru’nun ilk eşinin asker arkadaşı olduğunu ve evine misafirliğe geldiğinde Yavuz’la tanıştıklarını öğrenmiş olduk. Peki, Kumru’nun Yavuz’la ilişkisi nasıl başladı? Nasıl devam etti? Beklemedeyiz.
Nazlı iyileşiyor
İkinci kısımda ise Nazlı’yı dinledik. Rüyasında hayatında kim varsa onu gördüğünü, bir sahnede dans ettiğini, kendini izlediğini görüyor Nazlı. Bu bölümde Nazlı'nın aydınlanışına ve iyileşme sürecine tanıklık ettik. Recai’yi bir hafta boyunca aramadığını, mükemmel görünmek için çaba harcamadığını ve kendi için neler yaptığını anlattı Nazlı. Hatta öylesine bir ilerleme kat etti ki Recai’nin aramasına bile cevap vermedi. Bizler bu bölümde Nazlı’nın Recai’yi bırakmasına, Recai’nin ise Nazlı onu bırakınca çöküşüne tanık olduk. “Kaçan kovalanır” ifadesinin vücut bulmuş hali Recai. Tabii Nazlı’nın iyileşme süreci başlayınca Recai’nin de küçüklüğünde o hırpalanmış, sosyal durumlarından ötürü hep aşağılanmaktan zarar görmüş çocukluğuna ve kişiliğine de tanık olduk. Bütün bu olanlardan anladığımız o ki Nazlı ve Recai çiftine veda ettik.
Üvey annesi ve kardeşleri tarafından sevilmemiş
‘Kırmızı Oda’nın üçüncü kısmında ise Sadi’ye kulak verdik. Panik atakla nasıl mücadele ettiğini anlattı ilk olarak Sadi. Açıkçası Erkan Petekkaya’nın başarılı ve samimi oyunculuğuyla da keyifli sahnelere tanıklık ettik. Panik ataktan ötürü hastaneye giderken, yaşadığı gecekondu mahallesinden geçmesi ve yaşadığı evi görmesi sebebiyle o evdeki anılarını dinledik Sadi’nin. Üvey kardeşleri ve annesi tarafından hiç sevilmemiş yoksul bir hayat geçirmiş Sadi. Hatta üvey abilerinden de çok fazla dayak yemiş. Eline bir kolonya döktü diye dayak yediği de olmuş. Fakat bütün bunlara rağmen Sadi, hiçbir zaman abilerini suçlamıyor aksine onları haklı da buluyor. Sadi’nin bilinçaltı, onu, o eve götürdüğünden dolayı, o evde yaşadıklarını dinledik. Acaba sokakta yaşadıklarını ne zaman dinleyeceğiz? Sadi, panik atağı yenebilecek mi? Merakla bekliyoruz.