Biri Bizi Gözetliyor'un yerini hiçbir program tutmadı
Biri Bizi Gözetliyor programı ilk yayınlandığında adeta reality show'lar arasında çığır açmıştı. 2000'lerin başında yayınlanan 'Biri Bizi Gözetliyor' -ben de dahil olmak üzere- birçoklarının hayatına renk katmıştı, hayatımızdaki o anlamsız boşluğu itinayla doldurmuştu.Yarışmacıların uyudukları anları bile takip etmiş, 'Belki uykuları kaçar' diye ekran başında çaresiz beklemiştik.'Biri Bizi Gözetliyor' da pek çok kez tekrarlanmış ancak hiçbir versiyonu ilk programdaki ka
"02 Melih, lütfen görüşme odasına"lar, diskalifiyeler, zorunluluklar, kurtarmalar, halk oylamasının önemi, "SMS'lerinin düşük olması' kavramı vesaire...
Bu kadar çok sevmemizin nedeni kendi içinde bir sürü matematiğinin olması ve bizim de problem çözmeyi seven minik birer Sherlock Holmes olmamız.
Hayatlarımızda o kadar çok problem var ki e haliyle farklı bir şeylere kafa yormak bizim hoşumuza gitmişti.
Sadece bu kadar mı, elbette değil.
İlk programda 02 Melih ve 11 Eray gibi iki zıt karakterin yarışmacı olması bizleri yakalamayı başarmıştı.
'Baby face' Melih yakışıklılığıyla, Eray ise 'filozof gibi adam'lığıyla izleyicileri adeta ortadan ikiye ayırmayı, Melih'çiler ve Eray'cılar olarak bölünmemizi sağlamıştı.
Tarık ve Dilek arasındaki 'Of Deli Gönül'lük aşka ne demeli?
'Marjinal' olabilmenin ön koşulu kızıl bir saça sahip olabilmek gibi bir algı yaratma hevesindeki Dilek'e aşık olan Tarık'ın koca bir albüm yayınlaması ve bir anda herkesi 'O-o-O-o-O' diye coşturması?
Başarıdır. Koştuk arkasından Tarık'ın, tempo tuttuk, alkışladık, aferin çocuğa bak sevdi gitti açıldı filan dedik.
Dilek konusunda içimde yıllardır tuttuğum bir başka detay da müthiş alternatif görüntüsüne (!) rağmen Teoman'dan 'Yağmur' çalındığında, ki Teoman'dan bahsediyoruz hard rock bir müzik figüründen değil, gözyaşı krizlerine filan girmesi de ayrıyetten enteresandı.
Zeynep'le Dilek'in yorganlar altında dedikodular, stratejiler yapmasını da unutmadık sanmayın.
Hiperaktif Sinan'ın tuhaf dans figürleri de 'Ay ne eğlenceli çocuk' dedirtmişti.
Bir de elbette muhteşem aşk üçgeni olarak Esra-Melih-Hülya vardı.
Hülya için başlı başlı başına bir dizi ya da film senaryosu yazılabilir.
Düşünsenize hangimiz 'Akmerkez'le özdeşleşebilmeyi başardı?
Başarıdır.
Akıllarda halen daha o şekilde kaldı Hülya.
Ve son olarak Doğa Bey'in muazzam Türkçesi.
Müşteri temsilcisi seriliğinde konuşan Doğa Bey'i unutmadık, unutamadık.
Taxi Orange uyarlaması olan Biri Bizi Gözetliyor'u yıllarca 'Big Brother'la karıştırdık.
Yıllar sonra dünya çapında asıl popüler olan format 'Big Brother' da Türkiye'ye uyarlandı ama asla bir Taxi Orange formatının başarısını yakalayamadı.
Big Brother, tuhaf oyunlarıyla Survivor etkisi yarattı ancak Survivor izlemek istesek Survivor izlerdik.
Taxi Orange'taki 'taksicilik yap ki para kazan' bize daha yakın, daha 'işimdeyim gücümdeyim'lik geldi.
Biri Bizi Gözetliyor'un özellikle ilk programında yarışan yarışmacılar şimdi toplansa, formatı da az biraz değiştirsek, güncellesek program yine tutar arkadaşlar.
Bu kadar açık ve net, ilkler unutulmuyor...
