23.09.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Özge Kara
Yoğun bir şekilde verdiği göç sebebiyle ülkenin ‘en az nüfuslu şehri’ ünvanına sahip olmuş bir şehir Bayburt. Tanık olduğu bu göç, son zamanlarda 2014 Yılı Avrupa Konseyi Müze Ödülü’ne layık görülen Baksı Müzesi ile gündemde. 2010’da hizmet vermeye başlayan; ressam ve akademisyen Hüsamettin Koçan’ın doğup büyüdüğü bu topraklara dair kişisel hayaliyle beslenen ve Baksı Kültür Sanat Vakfı desteğiyle hayat bulan müze, çağdaşla gelenekseli bir araya getirmekle kalmıyor; ziyaretçileri Çoruh Vadisi’nden uzanan alışılmışın dışında bir sessizlikle de tanıştırıyor. Baksı Müzesi’nde; Okan Üniversitesi, Bayburt Üniversitesi ve İl Kültür Müdürlüğü işbirliğiyle geçen hafta sonu bir sempozyum düzenledi. Sempozyumda Baksı Müzesi örneği üzerinden kültür turizminin bölgesel kalkınmadaki rolü ele alındı. Bu kapsamda düzenlenen beş oturumda kültür turizminin bileşenleri arasındaki ilişkiler, mevcut kültürel potansiyelden olabildiğince faydalanmaya yönelik önermeler, bölgedeki kültürel dinamiklerin sürdürülebilirliği ve bu kapsamda yürütülen yerel politikalar gibi pek çok konu irdelendi.
‘Özgün olmak gerek’
En nihayetinde ise bölgedeki kültür turizminin akibetini belirleyecek bir yol haritası belirlenmeye çalışıldı. Sempozyumda konuşan Hüsamettin Koçan, kültür turizmine ilişkin tüm meselenin özgün olmaktan geçtiğini söyledi. Bu sayede potansiyelden verimli şekilde faydalanılabileceğini savundu.