Her yeni başlangıç gibi üç ayların başlangıç ayı olan Recep’e Allah’tan bağışlanma dileyip tövbe edilerek girilmeli; her zaman olması gerektiği gibi bu ay da kavgadan, kötülüklerden ve günahlardan uzak durularak geçirilmelidir. Recep ayı ibadet, dua, zikir ve hayırlı işlerle meşgul olunması gereken bir aydır. Haram aylardan biri olması hasebiyle bu ayda sevaplar katlanacağı için, bol bol Kur’an-ı Kerim okunmalı, istiğfarda bulunulmalı, namaz kılınmalı ve oruç tutulmalıdır. Bu ayda teheccüd namazının fazileti de büyüktür.
İstiğfar yani Allah-u Teala’dan bağışlanma dilemek Recep Ayında yapılabilecek ibadetlerin en faziletlilerindendir. Hz. Ayşe Validemizin (r.a) Peygamber Efendimiz’e (SAV) bir gün sorduğu “Siz ki Allah’ın en sevdiği kulusunuz. Siz de mi istiğfar ediyorsunuz?” sorusuna Hz. Peygamber (SAV) “Ya Ayşe bende her gün düzenli şekilde istiğfar ediyorum” buyuruyor. Yapmış olduğumuz sıkıntılı ameller, gönül kırma gibi davranışlardan dolayı özellikle Allah’ın ayı Recep ayında bol bol istiğfar etmeliyiz.
Recep ayında 20 rekatlık nafile namazı (İkişer rekatta bir selam) vardır. Recep ayında 30 rekatlık bir namaz daha bulunur ama bu Recep ayının geneline yayılan bir ibadettir. Recep’in ilk 10 gününde 10 rekatı, ikinci 10 gününde ikinci 10 rekatı, üçüncü 10 gününde ise üçüncü 10 rekatı kılınır. Her rekatta 1 Fatiha, 3 İhlas ve 3 Kafirun Suresi okunur.
Hz. Peygamberimiz Recep ayında oruç tutulması tavsiyesinde bulunmuştur. Recep ayının ilk gün orucu çok önemlidir ve 1, 2 ve 3. Günün orucunun faziletleri büyüktür. Hadis-i Şeriflerde zikredildiği üzere; “Allah-u Teala, her kim Recep’in birinci gecesinde oruç tutarsa üç sene ibadet sevabı verir” buyuruluyor. İkinci gecesi oruç tutulursa iki sene, üçüncü gecesi tutulursa 1 senelik ibadet sevabı olmakla birlikte “Recep’in ilk gününün orucu üç senenin (günahlarının) kefaretidir. İkinci günün orucu iki senenin, üçüncü gününki ise bir senenin kefaretidir. Sonra her gün bir aylık bağışlanmadır.” Diğer bir Hadis-i Şerif’te ise şu müjde yer almıştır: “Recep’in ilk günü oruç tutan kimseden, günahları gökle yer arası kadar uzaklaşır.” Oruç tutamayan kimseler ise maddi durumları el vermesiyle birlikte yoksullara ve medreselerde eğitim gören talebelere yemek ikramında bulunabilir.