21.03.2025 - 00:41 | Son Güncellenme:
Yılın ikinci MGK toplantısı bugün Beştepe'de düzenlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısına başkanlık etti. Milli Güvenlik Kurulu'nun gündem maddeleri arasında PKK'ya İmralı'nın yaptığı kendini feshetme çağrısı ve sonrasında yaşanan gelişmeler ve ateşkesi bozan İsrail'in Filistin'de sürdürdüğü saldırılar oldu. Peki, 2025 Mart MGK toplantısı kararları neler? İşte, konuyla ilgili ayrıntılar...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen toplantı yaklaşık 2,5 saat sürdü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı sona erdi. MGK Bildirisi'nde "Bölücü terör örgütünün kendisini feshi, silah bırakması ve silahsızlanması ile tüm uzantılarının tasfiyesi sürecinin yakından ve titizlikle takibine devam edilecek." ifadeleri yer aldı.
MGK BİLDİRİSİ
İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: Millî Güvenlik Kurulu, 20 Mart 2025 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanmıştır.
Toplantıda;
1. PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere millî birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla sürdürülen operasyonlar ile son dönemdeki uluslararası gelişmeler hakkında kurula bilgi sunulmuştur.
2. Aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakârlığı, milletimizin feraseti ve azmi ile devletimizin dirayeti neticesinde terörsüz Türkiye hedefine ulaşılmasıyla; millî birlik ve beraberliğimizin daha da pekişeceği, tüm vatandaşlarımızın huzur ve refahının artacağı, ülkemizin sosyoekonomik gelişiminin ve kalkınma sürecinin hızlanacağı, demokrasimizin güçleneceği ifade edilmiştir.
Bu kapsamda; bölücü terör örgütünün kendisini feshi, silah bırakması ve silahsızlanması ile tüm uzantılarının tasfiyesi sürecinin yakından ve titizlikle takibine devam edileceğinin altı çizilmiştir.
3. Türkiye’nin, Suriye’de yeni yönetimin kalıcı huzur ve istikrarın sağlanması ile ülkenin tüm terör örgütlerinden arındırılması yönündeki gayretlerine destek vermeye devam edeceği belirtilmiş; istikrarı bozmak maksadıyla kurgulanan kışkırtmaların dikkatle izlendiği ve Suriye’nin toprak bütünlüğü, tüm dinî, mezhebî ve etnik kimlikleri ile üniter yapısının muhafazasına matuf yaklaşımın korunacağı vurgulanmıştır.
4. Filistin meselesine ilişkin son durum ele alınmış; İsrail’in ısrarla tatbik ettiği soykırım, istila ve işgal politikalarına son vererek bir an evvel ateşkes rejimine geri dönmesi ile insani yardımların engelsiz ve yeterli şekilde bölgeye ulaştırılması gerektiğine dikkat çekilmiş; Gazze halkının öz vatanlarında güven, huzur ve refah içerisinde özgürce yaşayabilmesi için atılacak meşru adımların ve harap edilen Gazze’nin yeniden ayağa kaldırılması gayretlerinin sürdürüleceği belirtilmiştir.
5. Rusya-Ukrayna Savaşı’nda müzakerelere ve diplomatik çabalara öncelik veren bir sürece girilmesinden memnuniyet duyulduğu vurgulanmış; ülkemizin, müteakip dönemde de sürecin adil ve onurlu bir anlaşma ile neticelenmesi ve kalıcı barışın tesisi için inisiyatif üstlenmeye devam edeceği ifade edilmiştir.
6. Bosna Hersek’in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik sarsılmaz desteğimiz bir kez daha teyit edilmiş; Türkiye’nin, Balkanlar’daki huzur ortamına menfi tesir edebilecek tüm gelişmeleri yakından izleyerek bölgedeki barış ve istikrarın muhafazası için kuşatıcı ve kucaklayıcı bir anlayışla gayret sarf etmeyi sürdüreceği kaydedilmiştir.
7. Türkiye’nin; jeopolitik konumunun sunduğu imkânlar ile üstün askerî gücü ve yeteneklerine ilaveten gelişmiş ve üretken savunma sanayisinden istifadeyle içinde bulunduğu ittifaklara yaptığı katkıların yanı sıra güvenlik ve istikrar alanında iş birliği imkânı bulunan diğer ortaklarına da benzer katkılar sunarak tüm bölgemizin refah, barış ve huzuruna hizmet edeceği belirtilmiştir.
Bu süreçte, bilhassa Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin genelindeki canlanmaya ve Avrupa’nın güvenliğine yönelik planlamalarda Türkiye’nin vazgeçilmez rolüne işaret edilmiştir.