Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Ekonomist Muhammet Bayram şu ifadeleri kullandı: "Son açıklanan enflasyon oranına göre üç aylık kümülatif rakam yüzde 25’lere tekabül ediyor. Daha üç aylık daha enflasyon rakamı belli olmadı. Ancak enflasyonla alakalı yükseliş trendinin son bulduğunu söyleyebiliriz.
Temmuz ayına ilişkin enflasyon oranı 9.49’du. Sonrasında ağustosta yüzde 9.09 çıktı. Eylülde neredeyse yarı yarıya artış hızı azaldı yüzde 4.75 şeklinde açıklandı.
Asgari ücrete gelecek olursak burada ücret sadece enflasyona göre belirlenmiyor. Geçim endeksleri, rekabet koşullarına uygun olarak belirlenmeli, rekabet edilebilir bir fiyat olmalı çünkü ihracatçımız, üreticimiz enflasyondan sıkıldı. Sabit ve dar orta gelirliler ise enflasyonu daha fazla hissediyor. Enflasyonun yükünün emeğe değil de sermayeye biraz daha yüklemek gerekiyor.
Asgari ücrete son zamanlarda rekor düzeyde artışlar yapılmıştı. Burada son altı aylık enflasyon farkının yüzde 40’lar civarında olacağını görüyoruz.
En düşük 15 bin 500 TL ile 16 bin TL arasında halihazırda net asgari ücretin olabileceğini düşünüyorum.
Türk-İş’in açlık ve yoksulluk sınırı rakamları var. Rakamlar bir hayli yükseldi. Açlık sınırı 14 bin TL civarına geldi. 4 kişilik bir ailenin geçimi 40 bin TL’nin üzerine geldi. Bu TÜİK’in açıkladığı rakamlar olmasa bile referans olarak değerlendirilebilir.
Önceki dönemlerde Çalışma Bakanlığı’nın bir araştırması vardı. Burada ‘asgari ücret ne kadar olmalı?’ sorusu aranıyordu. Tüm bunlar bir araya getirilecek Asgari Ücret Tespit Komisyonu pazarlık yapacaktır.
Burada başka hususların da olacağını düşünüyorum. Bunlardan birisi vergi dilimlerinin sabitlenmesidir. Yani ücretlerde şu anda yüzde 15’ten başlayarak yüzde 40’a varan bir ücretlendirme var. Bunun sabitlendirilmesiyle birlikte alım gücü daha fazla artırılabilir.”