Kızılcık Şerbeti'nin gelecek hafta yayınlanacak olan bölümünde (41. bölüm) Ömer (Barış Kılıç)'i kadın arkadaşıyla gören Kıvılcım (Evrim Alasya) bu durumdan çok etkilenmiştir. Ömer (Barış Kılıç) ise kafasındaki sorulara cevap arıyor, abisi ile dertleşiyordur.
Ömer’i kadın arkadaşıyla gören Kıvılcım bu durumdan çok etkilenmiştir. Ömer ise kafasındaki sorulara cevap arıyor, abisi ile dertleşiyordur.
Bebek Abdullah’ın hastalığı aileyi panik yapsa da bebeğin sarılık olduğu anlaşılacak ve Nilay bebeğiyle bir gün hastanede kalacaktır.
Alev ve Rüzgar birlikteliğini kıskanan Helin onları ayırmak için bir kumpas kurmaya kalkacak ancak Rüzgar onun oyununu bozacaktır.
Kıvılcım onu arayarak okumak istediğini söyleyen bir kıza yardım etmek istediğinde en büyük desteği Rüzgar ve Ertuğrul’dan görecektir.
Nursema’nın hastalığı ağırlaşacak, Umut ile hastaneye gittiklerinde durumu öğrenen Fatih yanlarında olacaktır. Ancak Fatih’in ortadan kaybolmasından işkillenen Doğa dayanamayıp onu takip edecek ve hiç beklemediği bir sürpriz ile karşılaşacaktır.
Umutlar’ın sorunlarını konuşmak için buluşan Alev ve Abdullah’ı gören Mustafa durumdan şüphelenecek, Nilay ile bir oyun kurarak bu işin aslını öğrenmeye çalışacaksa da kendini berbat bir duruma düşürecektir.
Süperstar Ajda Pekkan dizide kendini oynayacak. Ajda Pekkan'lı bölüm yılbaşı gecesi ya da 29 Aralık Cuma gecesi yayınlanacak.
12 Şubat 1946'da İstanbul'da doğan Ajda Pekkan, 1970'lerden bu yana "Süperstar" lakabıyla anılıyor. Güçlü bir kadın figürü çizdiği şarkılarıyla Türk pop müziğinin öne çıkan isimlerinden biridir. Güncel tuttuğu müzikal tarzı sayesinde 50 yılı aşkın bir süre popülerliğini korudu ve kendisinden sonra gelen birçok şarkıcıyı etkiledi.
Beyoğlu, İstanbul'da doğan Pekkan'ın müzik kariyeri, 1960'ların hemen başında Los Çatikos grubunun parçası olarak bir gece kulübünde sahneye çıkmasıyla başladı. Ancak 1963'te Ses dergisinin sinema artisti yarışmasını kazanınca oyuncu olarak tanındı ve birkaç yıl boyunca sanat yaşamını şarkıcılık yerine oyunculuk odaklı bir şekilde ilerletti. Aynı yıl Adanalı Tayfur adlı ilk filminin başrolünü oynayarak Yeşilçam sinemasına giriş yaptı. Takip eden altı yıl içinde başrolünde olduğu Şıpsevdi (1963), Hızır Dede (1964) ve Şaka ile Karışık (1965) dâhil olmak üzere yaklaşık 50 siyah beyaz filmde rol aldıktan sonra oyunculuğu bırakarak tamamıyla şarkıcılığa odaklandı.
Pekkan, kariyerinin ilk yirmi yılı boyunca ithal besteler üzerine Türkçe söz yazılarak oluşturulan onlarca aranjman şarkıyı seslendirerek geçirdi. Genellikle Fikret Şeneş'in sözlerini yazdığı "Kimler Geldi Kimler Geçti", "Palavra Palavra", "Sana Neler Edeceğim", "Hoş Gör Sen", "Sana Ne Kime Ne", "Bambaşka Biri", "Uykusuz Her Gece" ve "O Benim Dünyam" gibi şarkılar hem Pekkan'ın hem de Türk pop müziğinin en bilinen şarkılarına dönüştü. 1990'lardan itibaren kariyerinin aranjmanlar sonrasındaki döneminde ise Şehrazat ve Sezen Aksu başta olmak üzere değişken bir şarkı yazarı kadrosuyla çalıştı. Bu dönemde "Yaz Yaz Yaz", "Sarıl Bana", "Eğlen Güzelim", "Vitrin", "Aynen Öyle" ve "Yakar Geçerim" dâhil birçok şarkısı listelerin üst sıralarına çıktı.
Şarkıcının şöhreti 1970'ler boyunca başta Avrupa olmak üzere ülkesi dışında giderek arttı ve farklı ülkelerde verdiği konserlerle pekişti. Bununla beraber 1978'de Fransızca bir albüm kaydetti. Popülerliğinin giderek artmasıyla şarkıcının üzerinde 1980 Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi temsil etmesi için bir baskı oluştu ve Pekkan yarışmaya katılmayı isteksizce kabul etti. Ülke sınırları içinde beğeni kazanan "Pet'r Oil" şarkısının yarışmada on beşinci olması sebebiyle hayal kırıklığı yaşayınca bir süre dinlenmeye çekildi.
Kayıtları 15 milyonun üzerinde satan Ajda Pekkan, ülkesinde tüm zamanların en çok satan şarkıcılarından biridir. Hem sanatı hem de imajıyla ülkesinde batılılaşmanın önde gelen figürleri arasında gösterilmektedir. Devlet Sanatçısı unvanına ve Sanat ve Edebiyat Nişanı'na sahiptir. Hürriyet gazetesinin hazırladığı Türkiye'nin En İyi 100 Albümü listesinde üç albümüyle birden yer almaktadır. 2016'da The Hollywood Reporter dergisinin Gösteri Dünyasının En Güçlü 100 Kadını listesinde yer almıştır. Kendisini bir feminist olarak tanımlamasa da güçlü kadın hikâyeleri anlatan birçok şarkısı birer feminist marş olarak kullanılmıştır.