Üzerinde namaz borcu olanlarin nafile namazı kılmadan önce hiç değilse beş vakit kaza namazı kılmaları daha faziletlidir. Kazası yoksa nafile kılar.
Kur'ân–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur'ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah'a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.
Peygamber Efendimiz (sas)'e salât ü selâmlar getirilmeli; O'nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
Süfyan-i Sevri: “Kadir gecesi dua ve istiğfar etmek namazdan sevimlidir. Kur"an okuyup sonra dua etmek daha güzeldir” demiştir (Tecrid-i Sarih Tercemesi, VI, 313).
Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı.
Tefekkürde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.
Mü'minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.
Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.
Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli.
Kişi kendine ve diğer mü'min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli.
Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.
Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
O gece ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan okunmalı.
Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı ve manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk'a niyazda bulunulmalı.
Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.
Hayattaki manevî büyüklerimizin, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri kutlanmalı.