Vs30 değeri, 760m/sn ve 1500m/sn arasında ise o zemin B sınıfı zemin olarak (Daha çok az ayrışmış, orta sertlikte kaya ifadeleri kullanılır.) adlandırılır. Vs30 değeri, 360m/sn ve 760m/sn arasında ise o zemin C sınıfı zemin olarak (Çok sıkı kum, çakıl – sert kil, zayıf kaya ifadeleri kullanılır.) adlandırılır. Vs30 değeri, 180m/sn ve 360m/sn arasında ise o zemin D sınıfı zemin olarak (Orta sıkı kum, çakıl veya çok katı kil tabakaları.), Vs30 değeri, 180m/sn den küçük ise E ve F sınıfı zemin olarak (Gevşek kum, çakıl veya yumuşak-katı kil, sıvılaşabilen zeminler) adlandırılır. İkinci derecede önemli kriter ise bina envanteri ve yapı stok durumudur. Yapıların yapılış tarihlerinin ve yapılış türlerinin bilinmesi yani kısacası yapıların deprem dayanımlarının bilinmesi ikinci derecede önem arz etmektedir.
Üçüncü derecede önemli ve son kriter yerleşim yerlerinin faylara olan kuş uçuşu uzaklığıdır. Bunun için de diri fay haritasının oluşturulması ve irdelenmesi gerekmektedir. Sonuç olarak deprem tehlike ve risk açısından yerleşim için daha çok A ve B sınıfı zeminler tercih edilmeli ve oturulan veya oturulacak yapıların depreme dayanıklı olması gerekmektedir.
Ancak oturulan veya oturulacak yerleşim yerlerinde A ve B sınıfı zeminler yeterince olmaması durumunda C sınıfı veya C sınıfına yakın zeminlerde, depreme dayanıklı yapılar mümkünse fay hattından uzak, heyelan riski içermeyen ve dere yataklarından yeterli uzaklıkta yerleşimlerin oluşturulması ve vatandaşların o yerleşimlerde ikamet ettirilmesi önem arz etmektedir. D, E ve F sınıfı (özellikle alüvyon zeminler) zeminlerde yapılaşmaya gidilmesi halinde mutlaka gerekli mühendislik hizmetleri alınmalıdır.