08.03.2023 - 15:10 | Son Güncellenme:
Hatay deprem risk haritası ve diri fay hatları ile ilgili detaylar gündemde araştırılan konular arasında bulunuyor. Kahramanmaraş'ta yaşanılan depremler Hatay'da da yoğun olarak hissedildi. Daha sonra ise Hatay'da depremler yaşandı. AFAD'ın yayımladığı İl Afet Risk Azaltma Raporunda Hatay ile ilgili gelişmeler bulunuyor. İşte Hatay ve fay hatları ile ilgili gelişmeleri...
Hatay deprem üreten önemli tektonik yapıların bulunduğu bölgede yer almaktadır. Bölgenin günümüzdeki topoğrafik yapısını kazanmasında etkin olan bu tektonik yapıların en önemlileri Ölü Deniz Fay Zonu (ÖDFZ) ve Doğu Anadolu Fay Zonu (DAF)’dır. Tarihsel deprem kayıtları, bölgede 130 yıldır büyük yıkıcı deprem gelişmediğini, dolayısıylaAntakya ve bölgenin gelecekte yıkıcı deprem tehlikesi altında olduğunu göstermektedir. Antakya ve çevresi gelecekte hem Garb fayında, hemde Karasu (DAF) fayında olacak depremlerdenetkilenecektir.
Hatay ili güneyde, Kızıldeniz’den başlayıp Antakya’ya kadar uzanan Ölü Deniz Fay Zonu,kuzeyde Karlıova’dan başlayıp Antakya’ya kadar uzanan Ölü Deniz Fay Zonu, kuzeydoğusundayer alan ve Adıyaman civarından başlayıp Hakkari’ye kadar uzanan, Güneydoğu AnadoluBindirmesi ve güneybatıdan gelip İskenderun Körfezinden geçen Kıbrıs Yayının ve bu faylarabağlı olarak gelişen tali fayların etkisi altında kalan ve sismik olarak son derecede aktif birbölgedir. Doğu Anadolu Fay Sistemi Şaroğlu vd., (1992) tarafından 6 segmente (bölüt)ayrılmıştır. Bu parçalardan Türkoğlu – Antakya bölümü Hatay ili için oldukça önemlidir. (Hatayİlinin Depremselliği, Deprem Tehlikesi ve Riskleri Pampal ve Özmen, 2010)
Hatay sismik olarak son derece aktif bir bölgede yeralmaktadır. Tarihsel ve aletsel dönemde bubölgede çok sayıda hasar yapan deprem olmuştur. Arabistan levhasının kuzeye doğru hareketi Ölü Deniz Fayı’nda gerilmelerin kümülatif olarak artmasına neden olur. Bu gerilme jeolojik birimlerin direnim gücünü aştığı anda enerji aniden boşalır ve depremler ortaya çıkar. Bu durumAntakya ve yakın çevresinde oldukça yüksek deprem riski potansiyeli oluşturur. Tarihsel ve aletsel dönemlerdeki depremler de bunu ortaya koymaktadır. Tarihsel dönemde, Antakya ve yakın çevresinde şiddetleri V ile X arasında değişen bir çok deprem meydana gelmiştir. Budepremler büyük can ve mal kayıplarıyla sonuçlanmıştır. En şiddetli deprem 245 yılında (Io=X, M=7,5) gerçekleşmiştir. 526 yılında meydana gelen IX şiddetindeki depremde ise can kaybı diğerlerine göre çok fazla olmuştur. Depremin olduğu günün “Meryem Ana Yortusu” arifesi olması nedeniyle festival için şehirde büyük bir nüfus toplanmıştır. Deprem, bu nüfusun kapalı mekanlarda olduğu akşam saatlerinde gerçekleşmiştir. Bundan dolayı 250.000-300.000 dolayında can kaybı olmuştur (Downey, 1961:521). Antakya şehri bu depremden sonra bir dahaeski parlak günlerine dönememiştir. 2 Nisan 1872 yılında meydana gelen IX şiddetindeki depremden sonra bölgede şiddetli bir deprem olmamıştır. Tarihsel dönemde Antakya’yı etkileyen depremlerin, Ölü Deniz Fayı’nın Gharb ve Karasu segmentlerinde yoğunlaştığı dikkati çekmektedir.