Soruşturma konusu sözlerin kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike oluşturacak şekilde kamu güvenliğini bozucu ve sarsıcı niteliği haiz olduğu belirtilen sevk yazısında, bu şekilde halkın farklı özelliklerine sahip bir kesimini diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik içirmesi nedeniyle, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçunun unsurlarını oluştuğu belirtildi. Gülşen Çolakoğlu buradaki sorgusunun ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Gülşen ifadesinde söz konusu konserin 30 Nisan 2022 tarihinde Ataşehir’de olduğunu söyleyerek, “Ben 25 yıllık sanatçıyım. Benim müzisyen çalışma arkadaşlarım var. Bu grupla birlikte konserlerde sahne alırım. Benim kadromda klavye müzisyeni olarak yer alan Miraç isimli arkadaşımın lakabı imamdır. Ayrıca arkadaşlara kendi aramızda aptal, salak, sapık olarak şakalaşırız. Talihsizlik olarak bu iki kelime bir araya gelmiştir. Arkadaşımız imam hatipte okumamıştır. Grupta tüm arkadaşlarımın lakabı mevcuttur” dedi.
Konuşmanın konserin hatırlamadığı bir anında olduğunu söyleyen Gülşen, “Muhtemelen şarkı arasında Miraç ile aramızda geçen konuşmadır. Ben orkestrama hitaben, ‘Beni seyircilerimin arasında omuzlarınızda taşıyın’ demem üzerine bana orkestra arasından, ‘Seni imam taşısın’ şeklinde cevap verince bahse konu konuşma aramızda geçmiştir. Bu konuşma konsere katılanlara ya da medyada hitaben yaptığım bir konuşma değildir. Ben ülkesini seven, fırsat eşitliğine inanan, kimseyi ayırıp örselemeyen bir sanatçıyım. Bu kısa görüntü aylar sonra kim tarafından ne amaçla servis edildi bilmiyorum. Ancak provakatif amaçlı olarak servis edildiğini düşünüyorum. Aramızdaki esprilerin bu haliyle kamuoyuna yansıması sonucu yanlış anlaşıldığını düşünüyorum” dedi.
İmam hatiplileri kötülemek için bu konuşmayı yapmadığını söyleyen Gülşen, “Ülkenin tüm değerlerine ve hassasiyetlerine saygım sonsuzdur. Kesinlikle atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ayrıca yaşanan olayın zamansız bir yerde gerçekleşmesi talihsizliktir.Ben memleketimin bütünlüğünü din, dili ırk hiçbir şekilde kategorize etmeden ülkemin bütünlüğünü ve refahını görmek için mücadele ediyorum. En yakın arkadaşıma yaptığım esprinin insanları kışkırtıcı bir şekilde yorumlanmasını kabul etmiyorum. Ben yıllardır tanınan bir insanım. Şu ana kadar meslek hayatımda herhangi bir grubu veya insanı ayırt ya da kategorize etmedim. Şakalaşmanın herhangi bir gruba yönelik nefret içerikli olarak algılanması beni çok üzmüştür” dedi.Gülşen’in hakimlik sorgusunda verdiği ifadede de emniyet ve savcılıkta verdiği ifadeyi tekrar ettiğini söyleyerek, “Bana ihtiyacı olan bir çocuğum var. Ben suç işlemedim. Bana ihtiyaç olunan her an gelebilirim. Tutuksuz yargılanmak istiyorum. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Serbest bırakılmayı talep ediyorum” dedi.
Gülşen sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı, "Uzun yıllardır birlikte çalıştığım çalışma arkadaşlarım ile iş ve çalışma ortamında yapmış olduğum bir espri toplumu kutuplaştırmayı hedefleyen kimseler tarafından öne çıkarılarak yayınlanmıştır. Sözlerimin ülkemizdeki kutuplaştırmayı hedefleyen kötü niyetli kimselere malzeme vermiş olmasından dolayı üzgünüm. İnandığım özgürlüğü savunurken, eleştirdiğim radikal uca kendimin savrulduğunu görüyorum. Videodaki söylemimden rahatsızlık duyan ve incinen herkesten özür diliyorum. Daha başka bir dil bulmalıydım; bulacağım."
Tutuklama gerekçesinde ise, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösterir delillerin olması ve suçun alt ve üst sınırı dikkate alındığında adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı gösterildi. TCK 216. Madde; “Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik veya Aşağılama” suçu 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası öngörüyor.